Nihavent Makamında
Nereye gitsem gittiðim benim deðil
keder çerçeveliyorum þuramda;
sonra bir Beþiktaþ vapuru denize atýyor esmerliðimi…
Kuþlar uzaktýr sonra
yorgunluktur bulvarlar yine nihavent makamýnda...
Nereye ölsem öldüðüm
benim deðil bu panjurlar, bu yollar, iskeleler;
artaným böyle ölüme eksildikçe her sabah,
ruhsatsýz namlularda tetikler benim deðil...
Sonra imansýz, imlâsýz bir aþkla
o kadýn, dürtüyor uykuda:
“Sevgimden ve kendimden korkuyorum;
sarýl bana... sarýl bana...”
Hep erken salýyorum onu sabahýn bozgununa.
Kuþlar uzaktýr sonra;
yorgunluktur bulvarlar yine nihavent makamýnda...
Yansam... Yansam yandýðým benim mi?
Artýk bir külüm o yýkýmlardan
ve kalan daðýnýk, sevgisiz yataklardan.
yaslýyým, bozgunum, uykusuzum da;
gel iki cehennem olalým günlerin yangýnýna
ter düþürüp yataklara…
Kuþlar…Kuþlar uzaktýr sonra,
yorgunluktur bulvarlar yine nihavent makamýnda...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.