Ruh
Ya bin yýl, ya bin asýr sonra o gün gelecek.
Koklarken küllerimi mezarýmda bir böcek
O kadar yanacak ki, bir yüksüklük topraðým,
Yerden bir damar gibi kopup fýþkýracaðým!
Ve birden bakacaðým, her tarafým bitiþmiþ,
Baþým, toprak altýnda bir maden gibi piþmiþ.
Nefesten daha ince bir ipek kumaþ derim;
Fosfordan daha parlak, ince uzun ellerim.
Dalacaðým kendimin hayran hayran seyrine,
Diyeceðim: Bu dönen þeyler eski yerine,
Benim diye baktýðým þeyler miydi bir zaman?
Külümün rüyasý mý yoksa gördüðüm?.. Aman!
Baþýmda açýlacak fânilerin semasý,
Ve onlarýn topraða gerçek diye temasý,
Bir tatlý vehim gibi içimi bayýltacak;
Topraðýn, koþacaðým, üzerinde yalnayak;
Þehrin, dolaþacaðým kuþ gibi etrafýnda;
Bir beyaz hayaletin upuzun çarþafýnda,
Gezeceðim, doðduðum evin odalarýný.
Geceleyin, koskoca þehrin lambalarýný,
Bir keskin üfleyiþim söndürmeye yetecek;
Korku, þehrin çelikten sesini tüketecek.
Herþey susacak o ân, çalýnacak kapýlar;
Kiremitleri yaprak yaprak alan bir rüzgâr,
Aðzýmdan haykýracak, uzun, gizli, çapraþýk...
Eriþilmez fikir ki, düðüm düðüm dolaþýk...
Sarýldýkça boþanan yumak, çözülen demet;
Baþý görünmez hayâl, sonu gelmez nedamet...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Necip Fazıl Kısakürek Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.