Devrin bir zamanýnda, Bir adam yürürken yolda, Bir cisime rasladý; Ufak mý, ufaktý; Parlak mý, parlaktý; Belki yakut, belki elmastý, Koþtu hemen kuyumcuya, Bir bak buna, Bir tart dedi. Kuyumcu evirdi çevirdi, Ne olduðunu anlayamadý, Attý terazinin kefesine, Gramlarla tarttý Cisim aðýr geldi; Kilogramlarý koydu, Yine cisim aðýr geldi; Kalktý gittiler bir deðirmene, Tarttýlar ton birimiyle, Yine cisim aðýr geldi. Döndüler tekrar kuyumcu dükkanýna, Kuyumcu tekrar attý terazisinin kefesine, Dýþarý çýkýp bir avuç toprak aldý; Attý diðer kefesine, Toprak cismi tarttý; Adam heyacanla sordu: _Çok para eder mi? _Beþ para etmez.. _Bu nedir ki? _Ýnsan gözü, Adam uzun süre hareketsiz kaldý; Kuyumcuya hikmetini sordu. Kuyumcu baþladý anlatmaya: _Ýnsan gözü doyumsuzdur; Onu bir tek toprak tartar; Doymak bilmez, hiçbir zaman, Dünyayý alsa, evreni ister! Bir avuç toprakta her þey biter.
Yýlmaz Çelik Sosyal Medyada Paylaşın:
Yılmaz Çelik Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.