Fındık Faresi
Kafka’nýn "Fare" öyküsü üzre,
Gözüme nasýl büyük görünürdü
Þu Sirkeci Garý’nýn lokantasý!
Sekiz-on yýl kapalý durup yeniden açýldýðýnda.
Gittim baktým ki götiçi kadar kalmýþ
O hangar gibi yer...
Garsona sordum: Niye küçülttüler, dedim burasýný?
Yok, amca, dedi, dokunmadýlar hiç enine boyuna.
Siz fazla þiþmanladýðýmýzdan, size öyle geliyor.
Doðru dediði belki de...
(Üstelik garson Kafka’nýn gençlik resimlerinden
birine pek benziyordu.)
Ola ki yaþlandýkça, yaþlanýp þiþmanladýkça,
Hiçdurma küçülen bu zemin-vatan ve tavan arasýnda
dönmüþümdür ben de Kafka’nýn faresine...
Yarýn, meselâ, orta yerimden çatlasam ne lâzým gelir?...
Yine de içimden bir ses: Sen sen ol! diyor,
Kafka’nýn öyküsündeki fare emsal,
Cirit oyna oynayabildiðin kadar,
Bulduðun neyse mekân!
Ellerin, ayaklarýn ve çükünle deðilse de,
Hâlâ genç kalan aklýnla koþmaca oyna,
Duvarlara vursan da baþýný,
O tavanarasý kadar kaldýðýnda cürmün ve cirmin,
Ölmek ki senin
baþlayýp da bitiremediðin
allah bilir kaçýncý bin þiirin...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.