“ben “ ve son . . .
Kendi narsisliðinde yaþýyor insancýklar
Tatminsiz ego’nun göbek býrakan köleleri . . .
Perde arkasýna kafa uzatmayan cahil bilginler
“Bir ben bilirim ve ben bir beni bilirim “
Narasýný slogan yapýp vicdanýna haykýranlar
Ahmaklýðýn zirvesinde kendi portresini bayraklaþtýranlar
At güzlüklerine ayna monte edenler . . .
Görme hissini gözlerin sanan süslü serseriler
Dünya gerçekliðine toslayacaklar elbette
Yüksekten yere çakýlýr gibi paramparça olacaklar
Tüm hisleri daðýlmýþ . . .
Ve benlik kokan yürekleri akbabalarýn ziyafetine sunulacak
Yarým kalmýþ evrimleri kemiklerini sýzlatacak Darwinin
Ýnsan kendini yükselttiðinde sürünerek aþþalýða çekilir
Hayvandan da aþþalýða varacak ruhlarý
Sonra yüzlerine yansýyacak ruhlar ve meymenet elini ayaðýný çekecek. . .
Özene bözene süsledikleri yüzleri kabirle tanýþacak
Benliklerini sunacaklar haþeratlara
Toz topraða bulaþacak teni birde onun tadýna bakacak
Kasýlarak geçecekler sýrattan
Düþtüðüne yanmamak için kasým kasým kasýlarak . . .
Benliklerine binip ateþe sürecekler bineklerini
Don kiþot çýlgýnlýðýnda Mehmet Akif gerçekliðini tanýyacaklar
Onlar hayal kurduklarý dünyadan realist mekanlara varacaklar
Ve benlikleri ilk kez kendisinden farklý þeyleri görecek
Kabul edip tüm varlýklarý zýkkýmýn köküne asacaklar varlýklarýný …
Oðuz Ertürk 14/12/11