MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

HZ MEVLANA
dost46

HZ MEVLANA



Mevlâna 30 Eylül 1207 yýlýnda bugün Afganistan sýnýrlarý içerisinde yer alan Horasan Ülkesi’nin Belh þehrinde doðmuþtur.
Mevlâna’nýn babasý Belh Þehrinin ileri gelenlerinden olup, saðlýðýnda “Bilginlerin Sultâný” ünvanýný almýþ olan Hüseyin Hatibî oðlu Bahâeddin Veled’tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin’in kýzý Mümine Hatun’dur.
Sultânü’I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazý siyasi olaylar ve yaklaþmakta olan Moðol istilasý nedeniyle Belh’den ayrýlmak zorunda kalmýþtýr. Sultânü’I-Ulemâ 1212 veya 1213 yýlllarýnda aile fertleri ve yakýn dostlarý ile birlikte Belh’den ayrýldý.
Sultânü’I-Ulemâ’nýn ilk duraðý Niþâbur olmuþtur. Niþâbur þehrinde tanýnmýþ mutasavvýf Ferîdüddin Attar ile de karþýlaþtýlar. Mevlâna burada küçük yaþýna raðmen Ferîdüddin Attar’ýn ilgisini çekmiþ ve takdirlerini kazanmýþtýr.

Sultânü’I Ulemâ Niþabur’dan Baðdat’a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâ’be’ye hareket etti. Hac farîzasýný yerine getirdikten sonra, dönüþte Þam’a uðradý. Þam’dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niðde yolu ile Lârende’ye (Karaman) geldiler. Karaman’da Subaþý Emir Mûsâ’nýn yaptýrdýklarý medreseye yerleþtiler.
1222 yýlýnda Karaman’a gelen Sultânü’/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yýl kaldýlar. Mevlâna 1225 yýlýnda Þerefeddin Lala’nýn kýzý Gevher Hatun ile Karaman’da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna’nýn Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlý iki oðlu oldu. Yýllar sonra Gevher Hatun’u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliðini yaptý. Mevlâna’nýn bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Âlim Çelebi adlý iki oðlu ile Melike Hatun adlý bir kýzý dünyaya geldi.
Bu yýllarda Anadolunun büyük bir kýsmý Selçuklu Devleti’nin egemenliði altýnda idi. Konya’da bu devletin baþ þehri idi. Konya sanat eserleri ile donatýlmýþ, ilim adamlarý ve sanatkarlarla dolup taþmýþtý. Kýsaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaþýyordu ve Devletin hükümdarý Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü’I-Ulemâ Bahaeddin Veled’i Karaman’dan Konya’ya davet etti ve Konya’ya yerleþmesini istedi.
Bahaeddin Veled Sultanýn davetini kabul etti ve Konya’ya 3 Mayýs 1228 yýlýnda ailesi ve dostlarý ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini
muhteþem bir törenle karþýladý ve Altunapa (Ýplikçi) Medresesi’ni ikametlerine tahsis ettiler.
Sultânü’l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yýlýnda Konya’da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu SarayýnýnGül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanýlan Mevlâna Dergâhý’ndaki bugünkü yerine defnolundu.
Sultânü’I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna’nýn çevresinde toplandýlar. Mevlâna’yý babasýnýn tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuþ, Ýplikçi Medresesi’nde vaazlar veriyordu. Vaazlarý kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taþýyordu.
Mevlâna 15 Kasým 1244 yýlýnda Þems-i Tebrizî ile karþýlaþtý. Mevlâna Þems’de “mutlak kemâlin varlýðýný” cemalinde de “Tanrý nurlarýný”görmüþtü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Þems aniden öldü.
Mevlâna Þems’in ölümünden sonra uzun yýllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yýllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Þems-i Tebrizî’nin yerini doldurmaya çalýþtýlar.
Yaþamýný “Hamdým, piþtim, yandým”sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralýk 1273 Pazar günü Hakk’ ýn rahmetine kavuþtu. Mevlâna’nýn cenaze namazýný Mevlâna’nýn vasiyeti üzerine Sadreddin Konevî kýldýracaktý. Ancak Sadreddin Konevî çok sevdiði Mevlâna’yý kaybetmeye dayanamayýp cenazede bayýldý. Bunun üzerine, Mevlâna’nýn cenaze namazýný Kadý Sýraceddin kýldýrdý.
Mevlâna ölüm gününü yeniden doðuþ günü olarak kabul ediyordu. O öldüðü zaman sevdiðine yani Allah’ýna kavuþacaktý. Onun için Mevlâna ölüm gününe düðün günü veya gelin gecesi manasýna gelen “Þeb-i Arûs” diyordu ve dostlarýna ölümünün ardýndan ah-ah, vah-vah edip aðlamayýn diyerek vasiyet ediyordu.
Hz. Mevlânâ’nýn Vasiyeti:
Size, gizlide ve açýkta Allah’tan korkmayý, az yemeyi, az uyumayý, az konuþmayý, isyan ve günahlarý terk etmeyi, oruç tutmayý, namaza devam etmeyi, sürekli olarak þehveti terk etmeyi, bütün yaratýklardan gelen cefaya tahammüllü olmayý, aptal ve cahillerle oturmamayý, güzel davranýþlý ve olgun kiþilerle birlikte bulunmayý vasiyet ediyorum. Ýnsanlarýn en hayýrlýsý, insanlara yararý olandýr. Sözün en hayýrlýsý, az ve anlaþýlýr olanýdýr.
“Ölümümüzden sonra mezarýmýzý yerde aramayýnýz!
Bizim mezarýmýz âriflerin gönüllerindedir”
Mademki kendinde bir dert veya piþmanlýk hissediyorsun; bu, Allah’ýn sana olan yardýmýnýn ve sevgisinin bir delilidir.
Sen deðerinle ve düþüncenle, iki âleme de bedelsin, ama ne yapayým ki kendi deðerini bilmiyorsun.
Bazý insanlar vardýr ki selam verirler ve selamlarýndan is kokusu gelir. Bazýlarý da vardýr ki selam verirler ve onlarýn selamýndan misk kokusu gelir.
Denizin kenarýna kadar, ayaklarýn izi vardýr. Ama denize girdikten sonra ne iz kalýr, ne iþaret.

Sen bizim suretimize [yüzümüze] deðil, siretimize [ahlakýmýza] bak.
Ümit, güvenlik yolunun baþýdýr. Yolda yürümesen de daima yolun baþýný gözet. “Doðru olmayan þeyler yaptým.” deme, doðruluðu tut. / O zaman hiçbir eðrilik kalmaz. / Doðruluk Musa’nýn asasý gibidir. Eðrilik ise sihirbazýn sihrine benzer. Doðruluk ortaya çýkýnca onlarýn hepsini yutar.
Gönlü ýþýk yakmayý, aydýnlanmayý öðrenen kiþiyi, güneþ bile yakamaz. Gündüz gibi ýþýyýp durmayý istiyorsan, geceye benzeyen benliðini yakýver.
Yüz binlerce birbirine benzeyenleri seyret de aralarýnda ki yetmiþ yýllýk farka dikkat et. Ýki þey birbirine benzeyebilir: Acý su da berraktýr, tatlý su da…
Ömründen nasibin, kendini Sevgiliden mesut bulduðun andan ibarettir.
Þunu iyi bil ki saflarý yaran, her þeyi yenen aslanla savaþmak kolaydýr; gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.

Gel,gel,ne olursan ol yine gel
Ýster kafir,ister putperest,ister mecusi ol,gel
Bizim dergahýmz
Ümitsizlik dergahý deðildir
Yüzbin kere tövbeni bozmuþ olsan da yine gel…

Yeþilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akýldan meydana gelen gül bahçesi hep yeþil ve güzeldir.
Nice bilginler vardýr ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafýzýdýr, bilgi sevgilisi deðil.
Nice kiþiler vardýr ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardýr ki sanki dizimin dibindedirler.
Bir þeyi bulunmadýðý yerde aramak, hiç aramamak demektir.
Tuzaða saçtýðýn taneler cömertlik sayýlmaz.

Kanaatten hiç kimse ölmedi, hýrsla da hiç kimse padiþah olmadý.
Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoþtur.
Bal yiyen, arýsýndan gocunmaz.
Bir mum diðerini tutuþturmakla ýþýðýndan birþey kaybetmez.
Ne mutlu o kimseye ki kendi ayýbýný görür.:
Ýyiliði ve ihsaný tamamlamak, baþlamaktan daha iyidir.
Bu dünya bir tuzaktýr, tanesi de arzular.
Balýða, denizden baþkasý azaptýr.
Soru da bilgiden doðar, cevap da.
Adalet nedir? – Aðaçlarý sulamak. Zulüm nedir? – Dikene su vermek.
Ey oðul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düþmana düþmandýr, dosta dost!
Ayna Türk’e nazaran güzel bir renktedir. Zenciye nazaran o da zencidir.
Ey can, aklýný baþýna devþir. Ölümden korkup kaçarsýn ya; doðrusu sen, kendinden korkmaktasýn.
Gördüðün, ölümün yüzü deðil, kendi çirkin yüzün. Canýn bir aðaca benzer; ölüm onun yapraðýdýr.
Ýyiyse de senden yetiþmiþ, yeþermiþtir; kötüyse de. Hoþ nahoþ.. gönlüne gelen her þey senden, senin varlýðýndan gelir.
Bizim sözlerimizin hepsi nakit, baþkalarýnýnki nakildir.
Nakil, nakdin fer’idir.

Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.
Herkesin aklýnýn ereceði, fikrinin anlayacaðý bir tarzda anlat.
Söz söyleyen kemal sahibi olursa,
(maðfiret ve hakikat) sofrasýný yaydý mý, o sofrada her türlü aþ bulunur.
Hiçbir misafir aç kalmaz, herkes o sofrada kendi gýdasýný bulur.


Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.