Hiç konuþamýyorum, yanýndayken dilim lâl?
Dut yemiþ bülbül gibi oldum gülme ne olur!
Dudaðýma sevdanla, ya zehir sür, ya da bal
Soðuk ,,veda’’ bûsenle, sakýn silme ne olur!
Denizi dinle, göðü dinle, daðlarý dinle
Sana olan aþkýma, þâhid olmuþ dilleri
Firak ney gibi çalsýn beni ama sen inle
Aðlatalým beraber sabah gülen gülleri
Bülbülleri uçurun, yârimin gülzârýndan
Þu gönlüm þakýyacak, âh u figân ederek
Mecnun’u da çýkarýn yattýðý mezarýndan
Ustasýnýn elini öpsün peymân ederek
Aþktýr beni aðlatan, aþktýr gönlü çaðlatan
Þaraplar içtim ama böyle sarhoþ olmadým
Sensin beni çaðlatan, sensin gözü aðlatan
Ýnan ki hayatýmda böyle berduþ olmadým
Gurbet çölünde gezip duran garib derviþim
Vuslat vahana geldim bir avuç su ver Leylâ
Aþtýðým daðlardan da sana çiçek dermiþim
Gözyaþlarým damladý her yapraða, her dala
Mevlâ bezm-i elestte, kýymýþ nikâhýmýzý
Kalbimin evet sözü, cehren kâlu belâdýr
Vuslatýmýz sevapken firâk da günâhýmýz
,,Aþkýn þeriatine’’, isyan yakýþmaz kula
Soner ÇAÐATAY (19:28) 3 Aralýk 2011 / Ýstanbul