ah o gençlik rüzgarı

tavuða ’vatuk’
elmaya ’emla’ derdik
anlardýk ne demek olduðunu
binmeyeceðimiz taksinin
girmeyeceðimiz evlerin
zillerine basardýk
sýcak evlerinde
huzursuz ederdik
insanlarý

taksi çaðýrma zillerine basýp kaçardýk
küfür etmeleri umurumuzda olmazdý
evlerin elektrik sigortalarýný gevþetirdik
kýz balkona çýkacakta göreceðiz diye
çatýdan çatýya atlardýk
gece yarýsý kýzýn yastýðýna gül koyacaðýz diye
bahçelerden gül çalardýk
dikenli tellerin canýmýzý yakmasýna aldýrmadan

yüz metreden okunan
çimlere basmayýn yazýsýný
illa gözümüzü dayayýp okurduk
ve parmak uçlarýnda geri yürürdük çimlerin üzerinden
’çimlere basmak yasak’mýþ diye

ye iç yat uygulardýk
hayatý hep öyle gidecek sanýrdýk
ve aþký oyuncak bilirdik
ta ki bir vefasýz
canýmýzý yakana kadar
çok canlar yaktýk

dayak attýk
dayaklar yedik
zevk alýyorduk

ayaklarýmýz incinirdi
ikinci,üçüncü katlardan atlamaktan
sayýsýný bilmezdik sevgililerimizin
adlarýný karýþtýrýrdýk
ayný pastaneye ayný saate farklý kýzlara randevu verirdik
ve biz gitmezdik bile buluþmaya
arkadaþlarýmýzý yolladýðýmýz olurdu randevularýmýza
ateþi sýrf sigara içmek için var sanýrdýk
alevler içinde çýrpýnan yavrularýn
çaresizliðine çare için
110 yangýn ihbarý rehberde ararken
ocaklar kül olurken anladýk
ateþin felaket olduðunu

mevsimler hep bahar
her güzel kýz yar sanýrdýk
bir melekle evlendik derken
galiba biraz çuvalladýk
þeytanýn da bir melek olduðunu
tren kaçýnca anladýk

Sosyal Medyada Paylaşın: