DERSHANE ÖĞRETMENİ VE ÖĞRENCİSİ

DERSHANE ÖÐRETMENÝ VE ÖÐRENCÝSÝ

Þubat soðuðu vardý dýþarýda, Üniversiteye hazýrlýk eðitimi veren dershanede öðretmen sýralarýn arasýnda dolaþýp, arada bir tahtada bir þeyler yazýyor ve tekrar öðrencilere dönüp onlarý Haziran’da yapýlacak üniversite sýnavlarýna hazýrlamaya çalýþýyordu.
Üniversiteye hazýrlananlar arasýnda adý gibi nazlý olan tatlý bir kýz öðrenci vardý. Göz bebeklerine bakarak hayranlýkla dinliyordu dersleri.
Ýçten bir þekilde dersi dinlemesi hocanýn gözlerinden kaçmýyordu. Öðretmen önceleri pek ciddiye almasa da, o da zamanla bakýþlarýný kaçýramaz olmuþtu. Bir taraftan da öbür öðrencilerin dikkatini çeker, Nazlý’nýn hakkýnda yanlýþ þeyler düþünler diye çekiniyordu. Ama karþýsýnda her hareketiyle onun ilgisini çeken, genç, güzel ve narin bir kýz vardý. Ýster istemez kalbi heyecanla çarpmaya baþlamýþtý,
Sonunda Nazlý’yla tanýþýp konuþmaya karar verdi. Nede olsa iletiþim dersi onun branþýydý. Nazlý farklý bir öðrenciydi ve özel bir yer edinmiþti onda. Öðretmeni onunla konuþunca hayatý, deðiþti, yüzünde güller açtý Nazlý’nýn.
Bir gün dershaneden beraber çýkmaya karar verdiler. Öðretmenin saçlarý kýrlaþmýþ ama yaþýndan oldukça genç gösteriyordu. Bulunduklarý yer bir deniz kentiydi, epey yol kat etmiþlerdi. Onlar sahilde yürürken, denizden karaya vuran dalgalar adeta selamlýyordu ikisini. Bu müthiþ havada ve atmosferde ikisi de, bulutlarýn üzerindeydi sanki. Kulaklarý bir þey duymuyor, gözleri sadece birbirlerini görüyordu. Denizden üzerlerine gelen tuzlu su damlacýklarýný hissediyorlardý sadece.
Birden öðretmeninin ellerin kavrayýp sýcaklýðýný his ederek “seni seviyorum” dedi Nazlý. Öðretmeni onun bu içten ve samimi davranýþýný gençliðine baðladý ama kalbi de bir serçenin çýrpýnýþlarýný andýrýrcasýna çarptý. Gözlerini Nazlý’nýn gözlerinden ayýrmadan dinliyordu. Nazlý devam ediyordu sözlerine,
“Bir yýlý geride býrakacaðýz nerdeyse bu gün tam zamanýdýr” Diyordu.
“Hocam size bir þey söylemek istiyorum”
“Evet”
“Ellerimi tut hocam” dedi ve öylece kaldý.
“Nazlý sen çok dürüst ve çok mükemmelsin ama aramýzda kör olasý yaþ farký var, ayrýca evli olduðumu biliyorsun”
Nazlý’nýn gözlerinden akan gözyaþlarý denizden üzerlerine sýçrayan su damlacýklarý gibi boþalmaya baþlamýþtý. Öðretmen konuþmaya devam ediyor, Nazlý da baþýný “dinliyorum” anlamýnda sallýyordu ara sýra.
“Kalbimin senin için çarptýðýný görüyorsun, senin her þeyini paylaþmak isterdim. Bana neþelerini hayallerini ne güzel anlattýn. Belki yaþýn çok genç ama anlattýklarýn yaþýndan beklenmeyen þeyler. Bu da senin yolunun açýk olacaðýný gösteriyor. Seni zevkle dinledim, her zaman da dinlemeye hazýrým, ama bu sevginin sonuçlarýna katlanmak gerek, Sana elveda diyemem. Her zaman senin yanýnda olacaðým, senin için ne gerekirse yapacaðým. Ayaklarýnýn üzerinde durmayý bu acýmasýz hayatla mücadele etmeyi öðreneceksin. Seni çok güzel ve aydýnlýk günler bekliyor. Hava kararacak, hadi seni evine yakýn bir yere götüreyim”.
Bir müddet tekrar beraber yürüdüler.
Nazlý öðretmene;
“Sana siyah ve lacivert elbiseler çok güzel yakýþýyor, dershanede baþkalarýna bakma olur mu ?” dedi.
Eve yaklaþýnca birbirlerinden ayrýlýrdýlar…





Sosyal Medyada Paylaşın: