YENİDEN YARADILIŞ
SON BAHAR YA DA DÝNMEYEN YAÐMUR
“Ben varsam her þey de var!
Bana var olduðumu duyuran’a,
Beni yeniden var eden’e armaðaným..”
ÝLK DAMLA
Bir garip gün’dü o yýl Eylül’ün baþý,
Hatýrlamýyorum günlerin hangisi,
Ama,
Küçücük bir buluttan ilk tanesi yaðmurun
O gün düþmüþ,
Sað yanaðýmdan aðýr aðýr süzülmüþtü..
Bir serinlik sarmýþtý havayý
Hüzüne benzer,
Ýçimde bir ürperti
Beni sarsýyordu inceden..
Ýlk o gün farketmiþtim
Kuþlarýn ürkek telâþýný,
Havayý kucaklayan kanatlarýn çaresizliðini
O gün duymuþtum
Kollarýmda..
Doðada bir hazýrlýk,
Bir yolculuk telâþýydý vâr olan,
Uðurlanan:
Ýlk düþen yaprak
Ve saçýmdaki ilk ak’tý..
Bulutlar kümeleniyordu yer yer,
Kül renginin her çeþidi süslüyordu semayý,
Güneþe karþý bir Ýsyan’dý âdetâ
Gözlerimdeki buðulanma..
Parça parça kýrýþýyordu deniz
Alnýmdaki çizgilerce,
Sâhilde hýrçýn kývraklýðýyla dalgalarýn,
Yerin göðü dâvetiydi
Yaðmurda aþka o gece,
Aþkýný özlediðimce..
ÝKÝNCÝ DAMLA
O günün,
Ya da o yýllarýn ertesiydi,
Ýkinci damla da düþmüþ,
Sol yanaðýmdan çeneme, bu kez
Daha uzun,
Daha tuzlu bir yol çizmiþti..
Hepten soðumuþtu her þey,
Rüzgâr daha bir serin esiyor,
Ýçim katýlýyordu
Aðlarcasýna titremekten.
Kuþlarýn heyecâný çokçalaþmýþ,
Telâþýn yerini derin bir korku almýþtý,
Çýrpýnarak, barýnaksýz ve ümitsiz,
Bir sýcak iklim arýyorlardý göçecek,
Gönlüm’ce..
Oysa Doða
Doðurganlýðýný yitirir gibiydi,
Yaprak yaprak
Giysilerinden soyunuyordu dallar
Düþlerim’ce..
Çatýk kaþlý bulutlar kuþatmýþtý her yaný,
Daha bir güçlü,
Güneþ esir edilmiþ,
Aydýnlýk ve sýcaklýk hapsedilmiþti
Benliðim’ce..
Yerin göðe olan aþký
Savaþa dönüþmüþtü,
Deniz
Artýk sýðamýyordu sâhillerine,
Daha içerlere, daha yükseklere týrmanmak,
Her düþecek damlayý
Havada yutmak istiyordu.
Artýk sabredemiyordu
Tuzlu suyun duru suya nefreti
Ya da aþký,
Aþkým’ca..
FIRTINA
sonra kaç yýl geçti aradan,
Ya da asýr,
Unuttum.
Lâkin, duyarým o âný hep andýkça
Korkum’ca..
Karanlýktý her yer öylesine ki,
Farký yoktu açýk gözün kapalýdan,
Yalnýzca, kulaktan kâlbe dolan
Derinden derine bir uðultu;
Gök ve yer
Karanlýkta vuruþan iki düþman gibiydi artýk
Birbirini kollayan
Öldüresiye..
Her canlý
Kendince bir kuytuya büzülmüþ,
Kendince uzak kalmýþtý kavgadan
Kavgam’ca kendi kendimle..
Nice zaman
Bu karþýlýklý bekleyiþin içinde eridi,
Derken
Öylesine þakladý ki birden
Göklerden kopup gelen bir alev
Kýrbaç gibi yer’in suratýna!
O anda
Tutuþtu sandým o yanmayla
Taþ, toprak, hava, deniz
Kaný’mca..
Bir âný dolduran o çýlgýnca aydýnlýkta,
Yeniden kör oldu doðuþtan körler bile,
Daha bir büzüldü,
Ufaldý canlýlar korku korku,
Ýyice sarardý son kalan yapraklar da
Benzim’ce..
Sanki bir kýlýçtý, parlayan bu þimþek,
Boþluðun salladýðý;
Bir hücûm emriydi düþen yýldýrým
Kâlbime..
Sonra,
Bu emirle davranýr gibi bir devler ordusu,
Ýlk adýmda sarsýldý yer, gök, gürlemelerle;
O âný duymayan kalmadý canlýlardan,
Can kaygusuna kapýldý cansýzlar bile..
Cenk baþlamýþ,
Denizi boðmak istercesine
Sel boþanmýþtý gökten yere,
Ýri damlalar, yumruk yumruk,
Rast gele vuruyordu,
Vuruyordu, vuruyordu;
Doða
Kendinle boðuþuyor,
Doða
Birþeyler doðurmak istiyordu son defa,
Oysa,
Doða yitirmiþti doðurganlýðýný,
Doða
Ölü bir cenin doðuruyordu
Bahtým’ca..
Yýldýrýmlar
Yer yer ýþýk tutuyor,
Þevk veriyordu savaþanlara,
Ateþ ve su el ele,
Ateþ ve su yan yana,
Ateþ ve su birlikte yaðýyordu düþmana,
Birinde yanýyorken baðrým,
Ümitlerim eriyordu diðerinde..
Kimden yana olduðu belli deðildi,
Lâkin,
Her ikisine de alkýþ tutuyordu rüzgâr,
Sözleri ölüm olan,
Kan olan her besteyi
Yere ve göðe durmadan sesleniyor
Ve esiyordu nefsim’ce..
Çatýrdýyor,
Belveriyordu Doða’nýn orta direði,
Gök yere yýðýlýyor,
Yýllar süren bir gecenin içinde
Neyin ne olduðunu olan da bilmiyordu.
Ne varsa yerle göðün arasýnda
Ateþ yakýyor, rüzgâr körüklüyor,
Su,
Önce dövüp sonra boðuyor,
Sonra da sürükleyip
Sonsuzluðuna savuruyordu
Dalga dalga fýþkýran denizin.
Öyle bir deðirmendi ki dönen,
Ýnsafsýz ve gaddar,
Ve ne bulursa ezen,
Ve ne bulursa yok eden
Yokluðum’ca..
Ufalanýyordu daðlar,
Her zerresinde yaðmurun
Ayrý bir parça yüzüyordu kayalardan,
Bir yeni tûfan sarýyordu dünyâyý,
Deniz gittikçe yükseliyor,
Canlý diye
Cansýz diye ne varsa yutuyordu.
Tutsaktý ýþýk ama
Gene de belliydi sularýn kýzardýðý
Aðýr aðýr.
Topraðýn çamur çamur yarasý
Durmadan kanýyordu
Yaram’ca..
SABAH
Yýllar, yýllarý yitirmiþti,
Bitmiþ,
Kalmamýþtý kan renkli suda kaybolmayan,
Rüzgâr giderek durulmuþ,
Gök, kavgayý kaybetmiþ,
Kabûl etmiþti yenilgiyi;
Ýncelmiþ,
Ýplik iplik yaðar olmuþtu yaðmur,
Aðlýyor gibiydi sessiz sessiz.
Son savaþcý bulutlar
Teslim oluyorken süzülüp saçlarýmdan,
Aydýnlýk ve sýcaklýk
Tutsaklýktan kurtuluyordu..
Doða
Yeniden baþlayacak gibiydi doðurmaya,
Hava ýsýnýyor,
Su ýsýnýyordu giderek.
Su sâkinleþiyordu giderek,
Su,
Daha bir kýzarýyordu giderek,
Su
Aðýrlaþýyordu giderek.
Su
Tütmeye baþlamýþtý,
Su,
Ýçin için yanýyordu
Ýçim’ce..
Toprak yok olmuþtu,
Ne varsa can diye, sevgi diye, mut diye,
Bu tüten lâv denizinde yok olmuþtu hepsi,
Ölen ve öldürenin kaderi
Birbirine karýþmýþtý
Kaderim’ce..
Iþýyordu ortalýk kan kan,
Tam ölmemiþti henüz kana gömülenler,
Erguvan, kýzýl, mor,
Tütsü kokularý uçuþuyordu alçaklarda, yer yer,
Cýlýz kollar, saçsýz baþlar,
Tüyleri yolunmuþ kanatlar,
Ve de
Kýrýk, kuru dallar uzanýyordu yer yer semâya,
Sonra tekrar
Dumanlara batýyordu.
Bir garip aydýnlýktý sarmakta olan Doða’yý
Yedi rengin ötesinde,
Doða sancýlanýyor,
Doða
Acûbeler doðuruyordu bir sabah vakti.
MAHÞER
Sularý öptüðü ufukta gök yüzünün,
Önce belirsiz noktalar belirmiþti
Gittikçe çoðalan,
Gittikçe yaklaþan,
Yaklaþtýkça büyüyen,
Giderek daðýlan dört bir yana,
Daðýldýkça artan,
Yüzen, sisler içinde..
Kazan biçimli teknelerdi
Kaynayan bu cývýk,
Bu ateþli su üstünde
Acûbelerin bindiði,
Çekirge yapýlý,
Yarasa bakýþlý,
Karýnca suratlý,
Keçi sakallý, çirkin ve iðrenç..
Buzdan yapýlmýþ
Ateþ gibi canlýlardý bunlar,
Kimi donduran,
Kimi yakan deydiðini,
Her biri
Kâlbime peþ peþe dolan..
Rastgele sallýyorlardý ellerindeki kargýlarý
Etsiz ve çaresiz ellere
Teknelere uzanan,
Titrek;
Sýzlatarak her darbede kemiklerimi
Gölge adamlardý alevlerin gölgesinde oluþan,
Kimi karartan,
Kimi parýltý veren görenlere,
Sýrayla aksediyordu bakýþlarýmda..
Kirli yosun renkli
Dikenli canavarlar belirmiþti yüzen,
Kýpkýzýl ve upuzun çatal dilli,
Yer yer baþ gösterip ateþli sudan
Arsýz arsýz yalanýyorlardý
Günahsýzlarý yerken,
Yedikçe acýkan,
Acýktýkça diþleri sivrileþen,
Dikenleri kabaran,
Yalancý dostlar gibi..
TANRI’NIN GAZABI
Neydi Doða
Ve ne olmuþtu sonunda!
Sevgililer birbirini yemiþ,
Sevgi yok olmuþtu.
Oysa Doða
Sevgi olsun diye olmuþ,
Ýlk seviþen çift için yaratýlmýþtý;
Doða
Sevginin beþiði,
Doða
Sevginin ta kendisiydi..
Öylesine bir an yaþadý ki bütün evren,
Yýldýzlar, ay, güneþ,
Ne varsa sarsýldý,
Ne varsa hepsinin düzeni deðiþti birden.
“ Ol! ” demeyle yaratan
Yok etmiþti bu kez bir sözüyle dünyayý,
O en büyük,
O en güçlü,
O sevgiye âþýk..
YENÝDEN VAR OLUÞ
O Semed,
O herþeyin baþý ve sonu
Tertemiz bir çamur istedi meleklerinden.
Yeniden yaratacaktý sevgiyi besbelli!..
Uçtular yetmiþ bucaðýna Cennet’in
Ve taþýdýlar en güzel topraklarý Huzur’a,
Sonra da
Sevinç yaþlarýyla ýslattýlar..
Ýki parça aldý çamurdan,
Ayrý ayrý oynadý,
Ayrý ayrý sevdi,
Ayný anda yarattý yeniden
Bir yanýnda seni,
Bir yanýnda beni..
Bakýþlarýný boþluða çevirdi,
Gizli bir noktaya baktý,
“ Ol! “ dedi o ilâhî sesiyle
Ve yeni bir dünya oldu hemen o nokta,
Yýldýzlar daha bir parýldadý,
Melekler secde secde..
Usulca kondurdu ikimizi
Berrak bir ýrmaðýn kýyýsýnda
Yemyeþil çimenlerin üzerine.
Ellerimizi birbirine kenetledi,
Sonra meleklerden bile gizli,
Fýsýldadý kulaklarýmýza:
“ Sevin,
Sevin ve sevdikçe beni anýn,
Sevin ki birbirinizi,
Benim de en sevgilim olun,
Sevin ki çoðalýn,
Sevin ki bana tekrar ulaþýn.”
MG
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.