uzaklardaydýk ve bilmiyorduk bulut tanrýsýnýn adýný bir hýþým ki yakalandýk kendi kellesi önünde herkesin þah damarýmýzdan gelenle elimizi yüzümüzü yýkadýk dualandýk...
gavatlar geçiyordu önümüzden dizi dizi kendi yosmalarýnda zincirleri maviydi kan gördüm kendi kanýmýz kendimizde gizli...
en önde gideninnin elinde takvim yiyordu yapraklarýný teker teker doymazcasýna isa öncesiydi galiba gözleri kör bir adam su döküyordu çarmýh’ýn aðaçlarýna...
elleri arkadan baðlý adam yavrularý çýðlýða boðdular ulu mekâný serinlik çöktü havaya yemek zamaný yaktýlar kazan altlarýna takvimleden arta kalaný...
uçsuz bucaksýz bir duvar, dibi aydýnlýk alacasý menzil taktýlar kafalarýmýzý yerine gözlerim bende deðil...
sen ne gördünse bana söyle ben sana pamuktan tabutlar getiriyorlar önce gözlerim ellerimde...
gördün mü beni
kasým
Sosyal Medyada Paylaşın:
uranus Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.