Þiir inþâd ederken edîb Ýskender Pala
Okuduðu beyitler dilde beyt-i mualla
Kýymet Haným: ,,Efendim, isterseniz kalkalým!ˮ
,,Kalkýp kütüphânenin her yerine bakalým!ˮ
Herkes yavaþça kalktý sâde süslü sedirden
Çok zor geçebildiler, meyân-ý misâfirden
Saðý ve solu kitap bir mekâna geldiler
Esâsýnda cennette, gül cinâna geldiler
Ýki adam gördüler, kitâplarýna dalmýþ
Kendilerini derin düþüncelere salmýþ
Birinin sað elinde Kutadgu Bilig vardý
Soner okulda iken adýný çok duyardý
Diðeri okuyordu, Dîvân-ü Lügatʼit -Türk
Ve Kitâbu Cevâhirü’n-Nahv fî Lügati’t-Türk
Adamlar yaþlýydý ve sakala ak düþmüþtü
Dýrahþân simâlarý, parlayan bir gümüþtü
Ýskender: ,,Bu hocalar, bana haylî âþinâˮ
Ýsimlerini sordu Soner hemen Nurcanʼa
Nurcan: ,,Birinci kiþi edîbYusuf Has Hâcibˮ
,,Hakîkî bir takvaya ve tam bir zühde sâhibˮ
,,Yanýndaki yaþlý zât da Kaþgarlý Mahmutʼturˮ
,,Divanʼýnýn her harfi, bahâda bin yakutturˮ
Sonergile seslendi hemen pîr-i fâniler
Onlar Türkçe dilini, inþâ eden bâniler
Gidip pâk ellerini, sýrayla bûs ettiler
Sohbet-i cânân içün yere cülûs ettiler
Pala hasbihâl etti, kitâplarý hakkýnda
Türkçenin tarihi var onlarýn amakýnda
Sohbet döndü dolaþtý, kütüphâneye geldi
Mahmutʼun tatlý sesi birdenbire yükseldi
,,Çok harika yapmýþtýr burayý Mimâr Sinânˮ
,,Hep kýlýçla açýlmaz, ey serdâr bâb-ý cihân!ˮ
,,Medeniyyet aynasý, kütüphânedir asýlˮ
,,O da yapýlmalýdýr mektebine muttasýlˮ
,,Mekteb olmamalýdýr mabedden haylî uzakˮ
,,Mabedsiz medeniyyet, insâna mahfî tuzakˮ
,,Muhteþem medeniyyet gömülmüþ bu gülzâraˮ
,,Dâhi Mimâr Sinânʼým, dökmüþ tonlarca paraˮ
,,Mabed ile mekteptir, mebde-yi medeniyetˮ
,,Bir millet müktesiptir bunlarla bir hüviyetˮ
,,Biri akla diðeri, rûha þekiller verirˮ
,,Vazife-yi devlete ehil vekiller verirˮ
,,Eðer çok doluyorsa, ülkemde kahvehâneˮ
,,Hep insân kaynýyorsa gece pîþ-i kerhâneˮ
,,Tâlebeden hâlîyse herbir kütüphânemizˮ
,,Bu bedhâle olmasýn Batý bin bahânemizˮ
Onun ardýndan sözü aldý Yusuf Has Hâcib
Þöyle hitâmuʼl-kelâm etti muhteþem edîb
,,Kime sual ettiysem dedi ehl-i kitâbýzˮ
,,Fakat ehl-i kýraat deðil hatta sertâbýzˮ
,,Koca kafataslarý, kitâpsýz bir dolaptýrˮ
,,Dolaplarý döndüren katýrlarsa bîtâptýrˮ
,,Rahlede durmaz okur elif elif diyerekˮ
,,Mektepte hava atar herif Elîf diyerek!ˮ
,,Kütüphâneler aklýn kitâplardan mabediˮ
,,Yüz yýllar önce vurduk ona asma kilidiˮ
,,Þu cihâný fethetmek istiyorsa cihângirˮ
,,Kâdim kütüphâneyi açmalýdýr çilingirˮ
Soner ÇAÐATAY (01:20) 18 Aðustos 2011 / Wuppertal / Almanya
Kelimeler:
inþâd etmek: okumak
beyt-i mualla: yüce beyit
cinân: bahce
meyân-ý misâfir: misafirin arasindan
serdâr: ordu komutaný
bâb-ý cihân: dünyanýn kapýsýný
bedhâl: kötü hâl
pîþ-i kerhâne: kerhânenin önü (Karaköy gibi)
mebde-yi medeniyet: medeniyetin baþlangýcý, esasý
ehl-i kýraat: okuma ehli
bitâp: yorgun
müktesib: yorgun
cihângir: dünyayý fetheden
sertab: inatci
bitab: yorgun
muttasil: bitisik
bâni: usta
Yusuf Has Hacib (Karahanlýca: يوسف خاصّ حاجب (Yūsuf Hāss Hācib); Arapça: يوسف خاصّ حاجب (Yūsuf Khāss Hājib), M.S. 1017 Karahanlý Devleti’nin Balasagun þehrinde dünyaya geldi. Ýyi bir eðitim gördü. Çaðýnýn geçerli bilimlerinin yaný sýra Arapça ve Farsça da öðrendi. 1077 yýlýnda Kaþgar’da vefat etti. Türbesi bu kenttedir.
Karahanlý Devleti zamanýnda yaþýyordu. Temel eðitimini Balasagun’da aldý. Kendisine önceden Balasagunlu Yusuf deniliyordu , sonra kendisine Has Hacib unvaný verildi. Yusuf Has Hacib, Türk dili ve edebiyatý için temel bir eser olan Kutadgu Bilig (Kutlu kýlan bilgi) kitabýnýn yazarýdýr. Kutadgu Bilig 6645 beyitlik bir eserdir. Allah’a hamd, Peygamber’e ve Dört Halifeye teþekkürle baþlar.
Karahanlý Devleti hükümdarý Ulu Kara Buðra Han’a, Kutadgu Bilig adlý eseri (ilk siyasetname ve ilk mesnevi örneðini) 18 aylýk bir çalýþma sonunda 1070 yýlýnda sundu. Bu kitabý okuyan Ulu Kara Buðra Han kendisine Ulu Has Hacib unvaný ve Kaþgar’da vezir yardýmcýsý olarak görev verdi.
Kutadgu Bilig’in ilk nüshasý 1439’da Herat’da bulundu. Ýkinci bulunan Arapça, ilki Uygurcadýr. Kitabýn ilk baskýsý 1900’de Radloff tarafýndan yapýlmýþtýr.
Kaþgarlý Mahmut (Arapça: محمود بن الحسين بن محمد الكاشغري, Uygurca: Mehmud Qeshqeri), d. 1008 - ö. 1105). Kaþgar’dan 45 km güney batýda Opal kasabasýnda dünyaya geldi.(Bazý kaynaklarda Isýk Köl yakýnýndaki Bars Kul’da doðmuþtur -Jean Paul Roux - Türklerin Tarihi). Tam adý "Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed"dir. Yani Muhammed oðlu Hüseyin oðlu Mahmut’dur. Karahanlý soyundan asil bir ailenin ferdi olan Muhammed bin Hüseyin(Husayn Çaðrý Tégin)’in oðludur. Annesinin ismi Bibi Rābiy’a al-Basrī’dir. Babasý Barsgan þehrinde yaþamakta iken bilinmeyen bir sebeple Kaþgar (Uygurca: قەشقەر, K̡ǝþk̡ǝr; Çince: 喀什, Kāshí) þehrine gelip yerleþmiþti. O dönemde Kaþgar, önemli bir ilim ve kültür merkezi idi. Günümüzde, Çinliler’in hakimiyeti altýnda olan Doðu Türkistan sýnýrlarý içerisindedir. Kaþgarlý Mahmud, 1008 yýlýnda Kaþgar’da dünyaya geldi. Hamirler diye çaðrýldýðýný, bunun Oðuzlarýn Emir (Arapça: أمير ) yerine Hemir (Arapça: حَمِر ) demelerinden kaynaklandýðýndan bahsetmektedýr. Kendisinin verdiði bu bilgilerden, Türk tarihinin önemli devletlerinden birisi olan Karahanlý Devleti’nin hanedan sülalesine mensuptur.
Kesin olarak Kaþgarlý Mahmut, dönemin bütün klasik ilimlerini tahsil etti. Arapça ve Farsça öðrendi. Saciye ve Hamidiye Medreseleri’nde tahsil gördükten sonra kendisini Türk dili tetkikatýna vakfetmiþtir. Bu amaçla Orta Asya’yý boydan boya kat ederek Anadolu’ya oradan da Baðdat’a gitmiþ. 15 yýl boyunca Türklerin yaþadýðý bütün illeri, þehirleri, obalarý, daðlarý ve çölleri dolaþtý.
Bu geziler inceleme amaçlý idi. Türklerin örf ve âdetlerini mahallinde araþtýrdý. Gezileri sýrasýnda, ana dili Türkçenin Hakaniye, Oðuz, Kýpçak, Argu, Çiðil, Kepenek þivelerini de öðrendi. Ýyi öðrenim görmüþ, Ýslâmiyet’le ilgili bilimsel çalýþmalarý yakýndan izlemiþtir. Arapça ve Farsça’yý da çok iyi öðrenmiþtir. Türklerin bulunduðu bölgeleri gezmiþ , ana dili olan Türkçenin bütün lehçelerini yerlerinde öðrenmiþ, geleneklerini göreneklerini yakýndan izlemiþtir.
Kitabu Cevahirü’n – Nahv fi Lugati’t-Türkî (Türk Dili’nin Nahiv (*) Cevherleri), Türk dilinin ilk gramer kitabý. (Bu eseri daha kaleme aldýðý biliniyor. Nerede-nasýl kaybolduðu belirlenemeyen bu eser, günümüze ulaþmamýþtýr)