kervanlar geçerdi bizim oralardan
uranus
kervanlar geçerdi bizim oralardan
güz kervanlarý geçerdi sarý çiçek yaylasýndan emir’in hanýna doðru
palanlarý yarý yýrtýk katýrlar, azýklar kuru
baþlarý sargýlý sert bakýþlý adamlar
denkleriyle beraber alýp giderlerdi çocukluðumuzu
tuz kervanlarýydý gidenler
gittikçe küçülür küçüldükçe büyürlerdi gizemleriyle
kýrçýl,kara býyýklýlardý
ellerini baðýrlarýna vurarak selam verirler
kimseyle konuþmazlardý
kadýn öðretmenimiz
oturup pencere dibine,saatlerce susar bir tütün yakardý
sessizlik olurdu sýnýfta
ve öylece arklarýndan bakar,belki de kendine dalardý
tuz kervanlarý geçene kadar
ardýndan bakardý
ne kervandý giden aslýnda ne de denkleri
eylemde gizliydi bir þeyler
gidiþler
sorguya çekecek sezgilerimiz yoktu daha,neydi ufkun ötesi
tütünle beraber o duygular yakarken öðretmeni
baþlarýna papak geçirmiþ biznen yaþýt bizden iri çocuklar
ayazla dost olmuþ elleri havuç
babalarý binek taylarýnda onlar yayalar
bir eli deðnekli bir elinde bakraç
emir kulu misali, dudak fýtýlamasýna bir ordalar bir burdalar
ekim baþlarýnda güz kervanlarý geçerdi bizim oralardan
biçerek derinden hamiyetimizi
el dokumu kýl çuvallar dolusu tuz
biz tuzlarý yaralarýmýza basardýk,onlar bizi
kurþuna dizilirdi umut,ses gelirdi daðlardan
kervanlar giderdi
çoðu güler ben ezilirdim
affola kulebi
kasým
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.