Bana bir zarf uzattý bizim postacý Âdem
Açýp oku zarfý dedi sana gelmiþtir mâdem
Gelen celp kâðýdýydý; açýnca rengim soldu
Okuyunca mektubu aklî âhengim bozuldu
Asteðmenlik sýnavý varmýþ tâ Ankara’da
Rütbeli bir asteðmen, olacaktým karada
Çýktým yola yanýmda bizim uzun Süleyman
Bir ,askerʼ görsün dedik bu güzel anavatan
Bizi uðurladýlar davul zurna çalarak
Sokaklarý inlettik uzun korna çalarak
Baktým koca Süleyman omuzlarda padiþah
Anasý çekiyordu, tü tü tü hey maþallah
Âlem en büyük asker bizim asker diyordu
Dostlarý sayýlý gün, çabuk gerçer diyordu
Ýki metre kadardý, bizim koca Süleyman
Uzun Sülemen derdi dedesine her insan
Kayseriʼde bindik biz, mercedes otobüse
Kalbimiz sýðmýyordu gururdan sol gögüse
Kýþlaya akþam vardýk çömez asker olarak
Beklemeye baþladýk, bir odaya dolarak
Ýlk önce muayene, ettiler takýmlarý
Rapor: Ýyi yapýlmýþ hepsinin bakýmlarý
Süleymanʼa gelince muayene sýrasý
Anladý askerlikte hep yanacak çýrasý
Sað cebinden çýkardý hayli kalýn bir gözlük
Hastalýklarý saydý, nerdeyse tam bir sözlük
Komutana dedi ki: ,,Bende var biraz körlükˮ
Ey Süleyman bu körlük deðil bir nankörlük
O gözlük babanýndýr, ne yaptýn be Süleymân!
Bir komando olmaktan yýrttýn, saðolsun vatan
Ýki metre Süleymân, kýsa dönem er oldun
Ordumun tarihinde, cüce bir nefer oldun
Sýnavdan baþarýyla çýktý bizim Süleyman
Bir altýn madalyayý, heketti bu kahraman
Sýnýf öðretmenidir bizim koca Süleyman
Talebelerinden çok çeker bizim bu vatan
Soner ÇAÐATAY (18:51) 22 Eylül 2011 / Wuppertal / Almanya