Ankara’dan
Kýzýlay’da bir parka,
Oturdum birkaç saat.
Bir yanýmda Atatürk anýtý,
Bir yanýmda kuþlar var.
Aðaçlar gölgelik etmiþ,
Eylülün sekizi olmasýna raðmen,
Ortam gayet havadar.
Ýnsanlar geçiyor, önümden insanlar…
Kimi türbanlý, kimi açýk,
Kimi entel, kimi bilmem ne.
Kimileri ailecek çoluk çocuk.
Kimilerinde bir acelecilik bir telaþ,
Kimileri eh iþte yürüyor yavaþ yavaþ…
El ele tutuþan sevgililer mi yok.
Kol kola giden eþler mi?
Saðdan soldan her taraftan,
Her çeþit insan,
Su gibi geçmekteler.
Köþedeki aðacýn altýnda,
Yaþlý bir ayakkabý boyacýsý var.
Ýkide bir sýcak çay geldi diye,
Baðýrarak geçiyor önümden,
Termos içerisinde çay satan çaycýlar.
Hele az ileride görünen ana yolda,
Bir trafik var ki sormayýn.
Yol kenarýndaki durakta,
Otobüs kuyruðunda bekleyen insanlar,
Ne kadar sabýrlýlar…
Özürlü arabasýnda bir kiþi,
Sonra bir ama yanýnda bir görevli,
Geçtiler gittiler konuþarak neþeli.
Ýçimden geçti dedim kendi kendime,
Her kes bunu görmeli.
Görmeli ki þükredip kýymetini anlasýn,
Neden benim servetim yok diye aðlamasýn.
Kalkýp gidecek oldum,
Purosunu püfürdeterek,
Aðýr aksak adýmlarla,
Geçti yaþlý bir adam,
Sürç-i lisan eyledimse,
Affola.
Minik bir kesit sundum,
Sizlere: Ankara’dan
08.09.2011 Ayrýlýk Zamanlarý
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.