YİRMİ DÖRT SAAT
Ne olurdu sanki saatler yirmi dört saat olmasaydý.
Gecemi gündüzüme katýyorum, olmuyor.
Gündüzümü geceme katýyorum, olmuyor.
Ne olurdu sanki saatler otuz saat olsaydý.
Olsaydý da yirmi dört saat çalýþýp,
Altý saat uyuyabilseydim.
Ah yorgunluk,
Ne de güzeldir ardýndan gelen mutluluk...
Ahh uyku,
Yar gibi hasret kaldým sana.
Nedir bu sýkýntý günlerde.
Öldüren, kahreden
Bitiren insaný.
Adam sende,
Sen deðil misin “YAÞAM” budur diyen.
Bir sen misin böylesi yorulan,
Uykusuzluk, yar hasreti çeken...
Bu ne bencillik böyle...
Bakýyorum da egoizm hâkim oluvermiþ
Onca fikirlerine...
Hayatý bir baþtan bir baþa,
Sen yaþamadýn mý düþüncelerinde?
Ne o, bir sen mi çekiyorsun bunlarý?
Hem ne de o inþaat iþçisinin,
Kýzgýn güneþte keseri tahtaya vurduðu gibi;
Hýrsýný satýrlara mý döktürüyorsun kaleminle?
Ya da azgýn denizde fýrtýnaya yakalanmýþ,
Balýkçýya mý benzetiyorsun kendini?
Taþocaklarýnda çalýþan iþçilerin,
Balyozlarýnýn altýnda mý kaldý kafan?
Öyle patlayacakmýþ gibi…
Kaldý ki bunca insan yaþarken,
Sen yaþamaktan þikâyet ediyorsun...
Sen kendini ne sanýyorsun?
Bir öðrenci? Yooo, olamaz..
Eðer öðrenciysen,
Bu kadar sorumsuz olmamalýsýn insanlara karþý...
Ya da ozan mý zannediyorsun kendini,
Yazdýðýn müsveddelerinde.
Yoo dostum!
Kendini hiç ozan zannetme,
Çünkü daha çok gençsin...
Evet dostum!
Sen deðil miydin?
“Yaþamda en güzel þey mücadeledir” diyen?
Ne oldu sana?
Býktýrý mý verdi
Seni þu bir parçacýk zorluklar?
Ama ne zorluk ha,
Bir parça uykusuzluk
Biraz yorgunluk.
Güneþ farklý mý doðuyor kuzey illerinde.
Ya da eþek farklý mý anýrýyor Güney Amerika ‘da.
Kýrmýzý bildiðimiz kýrmýzý deðil midir?
Domateste, elmada
Ha ANKARA da
Ha KONYA da
Ya da dünyanýn bir baþka ucunda,
Yaþamaz mý insanlar namlunun ucunda
Ne oluyor sana dostum?
Sen yaþamý bilmeyecek kadar unutamazsýn...
Ne de kalbini söküp alabilir misin yerinden?
Üstelik asýrlýk çýnar aðacýný
Köklerinden sökercesine,
Koparabilir misin kalbindeki sevgiyi?
Yok dostum, yok!
Býrak günler yirmi dört saat kalsýn.
Ýnsanlar daha fazla çalýþmasýn.
Sen elbette gündüzünü gecene,
Geceni de gündüzüne katacaksýn.
Yaþamak kolay deðil öylesi,
Üstelik “ insan” gibi...
Ne çabuk unuttun geçmiþini,
Böyle mi severdin sen, üzümü inciri,
Akþamlarý içtiðin bir demli çayý?
Böyle mi severdin anayý, babayý, kardeþi?
Ve o en güzeli, sevdalýyý böyle mi severdin!
Geç anam bunlarý geç,
Yaþamýn kolay olmadýðýný kundaktaki de biliyor.
Bilmeyenler,
Haykýrýþlarýnda anlayacak elbette bir gün!
Yaz anam, yaz.
Belli ki galeyana geldin bugün...
Kalem elinde,
Kâðýtlar arka arkaya dizilmiþ nasýlsa...
Senin kalemi dokundurmaný bekliyor satýrlar.
Belki insanlar, insanlar da bekliyordur seni...
Umutla, özlemle...
Açlýk gibi,
Hasret gibi,
Sevda gibi,
Yaþam öylesi kolay deðil elbet!
Hiç akvaryumdaki balýða, “Yaþamý” sordun mu?
Cevabýný aldýn mý üstelik!
Ben sordum.
Ne dedi bilir misiniz?
Hiç, hiçbir þey demedi. Diyemedi benim gibi...
Ne þikâyet etti.
Ne de mutluyum dedi...
Biz insanlar akvaryumdaki balýk kadar,
Masum olabilir miyiz acaba?
Ne de yolda giden karýnca karþýsýnda,
“ Ýnsan” olabilir miyiz basmamak için...
Vefalý mýyýz bir hayvan kadar?
Ve içimizdeki fesatlýðý atabilecek kadar,
Sevgiyle dolu mudur yüreklerimiz?
Býkmadan,
Usanmadan
Yýlmadan haykýrabilir miyiz günlerde,
Sevgiyi...
Savaþý savaþ yapan nedir ha,
Mermilerinden ölüm kusan makineliler mi?
Ya da bir destroyer mi mavi denizde,
Köpek balýklarý gibi saldýran insanlara...
Niçin gökten rahmet yaðar gibi,
Bomba yaðdýrýr uçaklar savaþta insanlara?
Niçin yedisinde, on beþinde, otuz beþinde,
Yetmiþinde insanlarýn ellerine
Silah tutuþtururlar Lübnan da...
Haklarý yok mudur onlarýn bizler kadar yaþamaða...
Bir de sen güçlükten,
Zorluktan,
Uykudan bahsedersin...
Sen cennetteki yeþili bilir misin?
Ne de ana gibi doðurdun mu dokuz aylýkken?
Canýna can kattýn mý, bir iken,
Sonra da o canýný kendi ellerinle ateþe attýn mý?
Yandýn mý?
Sen hiç vatansýz kaldýn mý?
Yýllardýr Filistin’de analar canlarýný ateþe atarlar.
Onlar yýllardýr vatansýz yaþarlar,
Afrika da insanlar aç susuz can verirler,
Sen hiç bu tok halinle düþündün mü bunlarý?
Ya,
Yorgunluk neymiþ böylesi...
Ýþte yaþar insanlar...
Bilmezsiniz çoðunuz nerde, nasýl yaþarlar...
Bilmezsiniz hayatý,
Alýn terini bilmezsiniz...
Acýyý tatmamýþsýnýz ki dünyanýzda...
Ölümü bilmezsiniz, ne hazindir.
Ýnsanlar açlýktan ölmemeli,
Savaþta anasýz, babasýz,
Vatansýz kalmamalý çocuklar...
Ýnsanlar, insanca yaþamalý elbet!
Býrak yirmi dört saatte yeter bize.
Dünyamýzý düzeltmeye...
Fazlasý daha da batýrýr belki de,
Ama sen mücadele gücünü hiç yitirme içinde...
Yeþil bir elma yiyeceksin belki de,
Hamlýðýný duyacaksýn dalýndan koparýlmýþlýðýnýn...
Ama unutmayacaksýn,
Unutturmayacaksýn da.
Güneþ doðuda da doðar, batýda da
Ýnsanlar doðuda da yaþar, batýda da
Ve ölür insanlar, hem orada, hem burada.
Ama ölmeyecek umut,
Ölmeyecek mutluluk,
Ne batýda, ne de doðuda...
Sevgiyi yaþatacaðýz yüreklerde;
Kâh söz ile kâh kalem ile.
Ve bakan gözler ile…
Bitmeyecek dillerde,
Bitmeyecek günlerde,
Sevgilerimiz...
Dokuz aylýkken bile...
Ýzmir 20.06.1982 Pazar
Sosyal Medyada Paylaşın:
MEHMET DEMİRKAPI Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.