Durak ve diðerleri, kütüphâneye girdi
En son sözü Sonerʼi sanki yere devirdi
Kapýnýn eþiðine, çöküp oturdu birden
Izdýrâbý farksýzdý, bir azâb-ý kabirden
Gözlerinin önüne, köyün yollarý geldi
Taþlý yollarda geçen kayýb yýllarý geldi
Dalýp gitti mazinin siyah beyaz filmine
Nûrdan bahâr gelmedi kýraç iç âlemine
Gözüne að örmüþtü dünya denen örümcek
Güneþi hiç görmedi, gözlerindeki mercek
Gerçeði bulmak için beþikten tâ mezara
Dünyayý býrakmýþtý zâten zâlim Sezarʼa
Dinî bir ýzdýrâptan, baþlamýþtý þiire
Panzehir olur sandý içindeki zehire
Ama olmadý þiir, derdine zerre derman
Kanayan kalbini de edemedi pansuman
Daha da derin deþti neþterden keskin kalem
Mürekkeb olamadý, yaraya gerçek merhem
Her insân derde devâ ilâcý almalýdýr
Yaralarýna þifâ merhemi çalmalýdýr
Bunlarý düþünürken, Sonerʼi sarstý bir el
,,Yol verir misininiz!ˮ dedi sanki bir hayâl
,,Tabiîki buyrunˮ dedi ve kenara çekildi
Fakat adam geçmeyip düz eþikte dikildi
Adam: ,,Niçin eþikte oturuyorsun böyleˮ
,,Yoksa içeriye mi almadýlar kalk söyleˮ
Ayaða kalkar kalkmaz: ,,Ýskender Pala Hocam!ˮ
,,Sizi burada görmek ne güzel akþam akþam!ˮ
,,Divânýn dâhi devi! Kâmetin serv-i sehîˮ
,,Dimâðýn dahi kavî; himmetin dine rehîˮ
Edîb Ýskender Pala: ,,Estaðfürullahˮ dedi
Soner: ,,Kitaplarýnýz âdetâ bir Çin Seddiˮ
,,Yecüc Mecücler zuhûr etti edebiyattaˮ
,,Büyük delik açtýlar sîmî sûr-u sanattaˮ
,,Zülkarneyn gibi oldun, edîb Ýskender Pala!ˮ
,,Seddin yýkýlmasýna kalmýþken çeyrek kalaˮ
,,Bin defa bûs eylesem azdýr her pây u destiniˮ
,,Eþk-i çeþmle aldýrsam, hazdýr gusl âbdestiniˮ
Soner ÇAÐATAY (04:13) 9 Aðustos 2011 / Wuppertal / Almanya
Kelimeler:
sîmî: gümüþ renginde ( Bizim kültürde gümüþ süsleme ve bakýr çok kullanýlmýþtýr)
sûr-u sanat: sanatýn sûru
bûs eylemek: öpmek
pây u destini: ayak ve elini
eþk-i çeþm: gözyaþý
serv-i sehî: eðri olmayan servi aðacý (Burada dik duruþ ve dürüstlük)
dimâð: zeka, akýl
rehî: giden, gider
Ýskender Pala:
Ýlkokul’u Uþak Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu’nda bitirdi. Lise’yi Kütahya Lisesi’nde bitirdikten sonra Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümü’nde okumaya hak kazandý. Ayný okulda yaptýðý lisans tez çalýþmasý Câmiu’n-Nezâir’dir. Doktora çalýþmasýný ise "Aþkî, Hayatý, Edebî Þahsiyeti ve Divâný" baþlýðý altýnda yine Ýstanbul Üniversitesi’nde yaptý. Divan edebiyatý dalýnda 1983 yýlýnda doktor, 1993 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi’nde doçent, 1998 yýlýnda da Kültür Üniversitesi’nde profesör oldu.[1] Divan edebiyatý alanýndaki çalýþmalarýyla dikkat çeken yazarýn çeþitli ansiklopedi ve dergilerde edebiyat araþtýrmacýsý sýfatýyla yayýmladýðý bilimsel ve edebi makalelerinin yanýnda ortaokul ve liseler için yazdýðý ders kitaplarý da bulunmaktadýr. Ayrýca, Osmanlý deniz tarihiyle ilgili araþtýrmalarda bulunmuþ ve bir kýsmýný kitaplaþtýrmýþtýr.[2]
Okuma hayatýna Peyami Safa’nýn eserleri ile baþladýðýný belirten yazar, ilk okuduðu kitaplarýn 9. Hariciye Koðuþu ve Yalnýzýz olduðunu söylüyor. Ömer Seyfeddin, Refik Hâlid, Reþat Ekrem okunduktan sonra, Osmanlý tarihi ve edebiyatla tanýþmasý Erzurum ve Ýstanbul’daki üniversite yýllarýna denk gelmiþ.
Bir ara Hilmi Yavuz ile TRT’de Þairane adlý programý sunan yazar, TRT 2’de Divançe adlý programý hazýrladý. Þu anda Zaman gazetesinde Kültür-Sanat sayfasýnda köþe yazýlarý yayýnlanmaktadýr.
Düzenli olarak Altunizade ve Tarýk Zafer Tunaya Kültür Merkezlerinde Divan Þiiri Saati adý ile etkinlikleri olup sýk sýk okur günleri de düzenlemektedir. Halen Uþak Üniversitesi’nde öðretim görevlisidir.