Büyük ahþâb kapýdan, üstâd içeri girdi
Son kez baþýný bana gel der gibi çevirdi
Üstâdýn arkasýndan, çýrak uzunca baktý
Vedanýn son damlasý, iki gözünden aktý
Tam bir saat düþündü, öne eðip baþýný
Hatta hiç oynatmadan kalem gibi kaþýný
Ýçindeki duygular med cezirden de beter
Tam o esnâda bir el, kolundan çekip iter
,,Hadi bizimle gel, gel!” dedi Muhammed Ýkbal
,,Derdin nedir be þâir? Edelim mi hasbihal”
Ýkbal, tâ Pakistân’dan, gelmiþti Ýstanbul’a
Büyük bir dava için gece çýkmýþ bu yola
Ýslam’ýn son bülbülü, Ýstanbul semâsýnda
Hakk’ýn nûru âyândý, dýrahþân simâsýnda
Çýraða dönüp sordu: ,,Söyle derdini, nedir?”
,,Susmak bir cevab deðil, sadece bahanedir”
,,Hadi söyle be oðlum! Gelmeme nedenini”
,,Üzme artýk bu yorgun, kalbi dertli dedeni”
Çýrak bakamýyordu, gözü yaþlý Ýkbâl’e
Koca üstâd sandý ki beni almýyor kâle
,,Hayýr Üstâd yapamam!” Dedi utangaç çýrak
,,Yaparsýn cân yaparsýn!” Dedi gür haykýrarak
,,Þâirlik hýrkasýný, ben taþýyamam, üstâd!”
,,Ahlâk olmazsa neye yarar bunca istidâd’”
Soner ÇAÐATAY 29 Haziran 2011 / Wuppetal / Almanya
Muhammed IKBAL:
Muhammed Ýkbal (Urduca: محمد اقبال, Hintçe: मुहम्मद इक़बाल; d. 9 Kasým 1877 - ö. 21 Nisan 1938), Pakistanlý Ýslam alimi, þair, filozof ve politikacý.
Þiirleri çaðdaþ Urdu ve Fars edebiyatýnýn en önemli yapýtlarýndadýr. Allâme Ýkbal olarak da bilinir. Hindistan’daki müslümanlarýn baðýmsýzlýk mücadelesine ilk defa dile getiren kiþidir.
1873’de Pakistan’ýn Pencap eyaletine baðlý Siyalkut kentinde doðan Muhammed Ýkbal, mutasavvuf bir anne ve babanýn oðlu olarak dünyaya geldi. Ýlk eðitimini Kur’an üzerine aldý.
Kur’an eðitimini medresede tamamladýktan sonra, Arapça ve Farsça hocasýnýn yönlendirmesiyle Ýslam edebiyatýyla ilgilenmeye baþladý. Lahor’da yüksek öðrenimini tamamladýktan sonra Doðu Dilleri Fakültesi’ne hoca olarak tayin edildi. Bu yýllarda Muhammed Ýkbal’in þiirleri de yayýnlanmaya baþlandý.
1905’de Londra’daki Cambridge Üniversitesi’nin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldu. Londra’da üç sene kadar kalan Ýkbal, burada Arap Dili ve Edebiyatý Fakültesi’nde hocalýk yaparken, bilhassa Londra’da ilgi görmesine sebep olacak çeþitli Ýslâmi konularda bir dizi konferans verdi. Yine Londra’da kaldýðý müddet içinde hukuk üzerine okuyan Ýkbal, savcýlýk diplomasýný aldýktan sonra Almanya’ya giderek Münih Üniversitesi’nde felsefe dalýnda doktora yaptý.
1908’de Hindistan’a döndüðünde, yazý ve þiirlerine hayranlýk duyanlar tarafýndan büyük bir coþkuyla karþýlandý.
Muhammed Ýkbal ülkesinin siyasetine de katýlmýþ ve halkýný bu konularda yönlendirmiþti. Onun bu konudaki düþüncesi ise, "Siyaset; çalýþmak, izzet ve þerefe davet etmektir" þeklinde idi.
Müslüman Hintli mücahitler adýyla yazdýðý þiirleri Hindistan’daki müslümanlarýn hareketlenerek Ýngiliz sömürüsüne baþkaldýrmalarýnda ve Pakistan’ýn kuruluþunda büyük tesiri olmuþtu. Bu yönüyle Ýkbal, Mehmet Akif Ersoy’a da benzetilmiþtir.
Kurtuluþ Savaþý yýllarýnda, zor durumda Pakistan halkýný, Türk halkýnýn milli mücadelesine destek vermek için örgütlemiþ, milli mücadelede kullanýlmak üzere Pakistan halkýndan 1.5 milyon sterlin toplayýp Ankara hükümetine yollatmýþtýr. Bu paralarla daha sonra Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafýndan þimdiki Ýþ Bankasý kurulmuþ ve önemli bir bölümü Cumhuriyet Halk Partisine verilmiþtir
Uzun süren bir hastalýktan sonra 21 Nisan 1938’de vefat etti.