sultan-ı yegâh
AŞK/sızım
sultan-ı yegâh

AŞK/sızım


A Ş K/s ı z ı m


yokluğun vurduğu saatlerde
hüzün çanlarının sesi  yayılıyor boşlukta 
uykuları delip birden
yükseliyor ayyuka 

düşüyorum şehrin ıslak kaldırımlarından
eriyorum gün be gün
mum alevinde ki
titrek ruhumdan



isimsiz şehir harabelerine döndü yüzüm 



varlığın yetersiz  değil aslında
yokluğun ağır gelmeye başladı 
sol yanıma 
tenimin yangınlarına yetersiz kalır 
"su akar yatağını bulur" deyip
bağışladığın nehirler
AŞK’ ın la inan
bir avuç kül oldum
yana yana ben



gün batarkan kanım çekiliyor damarlarıma 
kapıları çarpıp gitmek istiyorum çaresizliğe bürünen dakikalarda



gelmek istiyorum yanına 
ırakta olsa
kuytu yerlerde de dursa
hiç değilse
bir kerecik aklına 



armağanının  izlerini
taşıyorum gururla
günah zinciri gibi
asılı durur boynumda



ışıksız kaldım loş odalarda
dizlerim tutmuyor
duramıyorum ayakta
mahsurum kör kuyu
kara zindanlarda
güneşim eksildi sensiz
üşüyorum boyuna



nefessizim



sen yokken her yer dağınık 
mülteci ruhum firarlarda
huzurum kalmadı 
tutunamıyorum gecenin asi koynunda
savaş içindeyim benliğimle
adam akıllı 
yalnızlığım geliyor gözüm önüne 
geride bıraktığın 
üç/on paralık aklımla


hayıflan şimdi 
benim yerime
doldur
boşalan kadehleri
nasılsa
dergâhının kapısına 
mühürledim yüreğimi 


hadi durma sessiz
sefam olsun
çekilmezim
huysuzum
ve de....................
...........................şerefe be kadın de....

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.