her þey sandýðým/sandýðýn gibi deðil baba
oðlun büyüdükçe
yeni insanlar gördükçe
soðuyor yaþamdan
elimden düþmeyen kalemim flu çiziyor hayatýn renklerini
gri tonlarda yürüyor saðlam dediðin adýmlarým
saðým solum
kuzeyim güneyim birbirine yardým etmiyor hiç
çýkýyor karþýma dengisizliðim her tümcede
ne yapsam iþe yaradýðýmý ispatlamýyorum çevremdekilere
her masal mutlu sonla bitmiyor baba
sözlerindeki doðruluðuma inanmýyor hiçkimse
herkes kendi baþýnda
ne birliktelik
ne anlaþmak var
gözler artýk ’kuyu kazma’ bakýþýnda
yolu bulan ’daha fazla mal mülk kapma’ akýþýnda
gel de kirlenme
gel de devrime merhaba çekme bu durumlarda
haksýzsam
arsýzsam söyle baba
ben kýzmam
ben sövmem sana
-topraðýn bol olsun duasýndayým-
her sabah dünkünden beter vakitlere aboneyim baba
düþünsene
sensizliðin derin acýsýnda
annem þiirlerime uðramak istemiyor
seni bize hatýrlatan her olay deprem þiddetinde
sarsýyor kalplerimizi
yüzlerimize yalnýzlýðý aþýlýyor duvardaki resimlerin
hani bir daha gelsen
hani tekrar aramýzý þereflendirsen desem
çok mu dilekte bulunmuþ olurum
hakkýmýz yok mu seni özlemek
seni yine baþucumuzda ansýzýn yakalamak baba?...
her soru cevapsýz kipte baba
-geniþ zaman uðramýyor þimdiki anýma-
sen gittin gideli
cennet köyümüz kaybetti neþesini
önümüz birkaç metreye takýlý durdu
nergiz kokulu çiçeklere kavuþamaz oldu daðlarýmýz
sokaklarýmýz bile kedisiz/çocuksuz kaldý
sen gittin gideli çocukluðum avuçlarýma derim gibi yapýþtý
ve bu gönül -bu adam olacak dediðin evladýn- kocaman havadislere alýþtý
kendi baþýna
-baba oysa ben yanýnda
romaný sona ermeyen sayfa
düþleri devam eden hülya
geleceði birçok dünya
oðul deðerindeydim-
unuttun mu yoksa?