sen konuþ kanadý kýrýk kartal
uçtuðun tepelerde neler gördün
bir anne evladýna kavuþsun diye nasýl dizini dövdüðünü
nasýl geceler boyu uykusuz düþtüðünü anlat
anlat kayalarýn kurþun sesinden
hangi dileklerle küçük taþlara katýlmak istediðini
sen konuþ herkesin kokusuna mazhar kaldýðý nergiz
otlarýn aðaçlarýn yemyeþilken ne biçim karaya büründüðünü
patika çevresi alanlarýn
ne þekilde simsiyaha boyandýðýný
çiçekler içinde nasýl yalnýz/nasýl kimsesiz üþüdüðünü
sen konuþ insan neslinden önce dünyaya merhaba diyen karýnca
hangi ayaklarýn kin taþýdýðýný
hangi bakýþlarýn kilometrelerce öteden ölüm koktuðunu
söyle günlerce yuvalarýnýzda korkudan beklediðinizi
ve insan çýðlýklarýný duymamak için
daha da derinlere gittiklerinizi anlat
bugünü ve yarýný dünden beter geçenlere
sen de konuþ barýþa yeminli güvercin
ne zaman ümitlerine imkansýzýn karýþtýðýný
ne zaman baharlarý kýþtan zemheri bulduðunu
ve ne zaman çaresizliðe zeytin dalý uzattýðýný anlat
anlat ki her þeyin göründüðü/gösterildiði gibi olmadýðýný
bilsin ’’o köy bizim köyümüz’’ þarkýsýný söyleyen körler