uzakta
çok uzakta
yeminlerimizi bulutlara astýðýmýz ormanlar
ve bu ormanlarda sakladýðýmýz saf yanýmýz
göðsümüze rüzgar iþlediðimiz deli zamanlarýmýzdan
arta kalan kýrýk gelinciklerin kýzýllýðý
soldu yalnýz býrakýnca
viran olmuþ bahçeleri
günbegün
ve sen
ve ben
her seviþitiðimizde þeytanla
bir gecenin koynunda salýndý þehvete
yüreðimizde büyüyen arzular
kocaman sözler savruldu dilimizden
kocaman kavgalara durdu cesaretimiz
savunmasýz düþlerimizle
ve usulca yok olup ortadan
kaybolduk her birimiz
iþte þimdi
bir yerlerde unuttuðumuz çocukluðumuzun
masumiyetinin elini tutma vaktidir
kývrýlýp kendimize
kapayýp gözlerimizi
uzanmak tertemiz ellerine
kirlenmesin renkler
kimsesizliðimizin esrikliðinde
dokun parmaklarýma
tut ve asla býrakma
gidip de
beni bensiz ko’ma
atilla güler