Ey! Kýzýl haziran! Yine geldin tüm kýzgýnlýðýnla yüreðimi yakmaya! Ne istedin? Akþam karanlýðýnda yuvasýna konmuþ kuþtan! Esirgemedin, korumadýn; eli silahlý puþttan! Ah! Habil’im ah! Devranlar gibi devrilirken gecenin içine Ay doðmadý Yýldýzlar parlamadý üzüntüsünden! Yüreðim nasýl dayanýr þimdi bu acýya?
Habil, tek kurþunla devrilirken Nasýl diyebilirdim ki Kabil’e; “ciðerinden yan!” O da benim ciðerimden bir parçayken…
Hey Kabil! Duydum ki, Habil’i katlettiðin yerde mangal yakmýþsýn Burnuna gelmedi mi hiç Cýzýrdayan ette, Habil’in kokusu? Tavþankaný çayýnla keyif yaparken Habil’in yüzünden süzülen kan Damlamadý mý gecenin kýzýl karanlýðýna?