Ýstinye Sahil’ine vurduðunda dalga seni Jivkov dönemi göçebesi kara bulutlar daðýlýrken kiraz mevsimi kulaða takacak kadar deðil belki yeterdi bir teki aþkýn mevsimi olduðu söylenirdi tatmadýn çekirdekleri gömmek derdindeydin dinecekti ilk meyve zamaný dolu vurmuþ kurt yemiþ ne gam bulutlar geçerken üzerinden bilirdin dolduracak güneþ þerbeti
Ýstinye Sahil’inde bulduðunda kendini (hiç) politikte deðildin seçmek seçilmek bilinmezdi sen ve ülken için sarý sayfalar doldurur okumak okumaktý derdin o zamanlar kirazlar sepette satýlýrdý kenar süsü yeþil yapraklar gün geldi sepet orda kiraz ortada ve sen kendini burda
Ýstinye Sahil’inden izlediðinde denizi düþündün akrabalarýn arkadaþlarýnda burda lakin Ýstanbul yutmuþtu sizi siyah beyaz eski gözü yaþlý anneni hatýrladýn tüm olup biten geçti bir bir kumsala tuz kattýn
Ýstinye Sahil’inde çay bahçesinde oturuyordun elimde bir kese kaðýdý çýka geldim alý senin kulaðýnda aký bende ufacýk gülümseme kirazlar Burgaz’dan deðildi güllerin yeþerttiði þehirden