Müddet-i nefesin dirdarında ki ey yolcu!
Vuslatýn serabýndan içersin
Kalbinin letafetleriyle sinenden sahifeler seçersin
Kim bilir hangi umutta demsin ve sabrýn vuzuhunda kedersin
Zihnin girdaplarýnda çilesin, azimetin baðrýnda sefilsin ve iradene kefilsin
Nice bahtlar umuda kanýyor
Yaðmur damlalarý ötelerden ikramla hicraný anýyor
Sevda mevsimlerinde gönül yol alarak aþkýn serencamýna uzanýyor
Umut kanaat ikliminde pervazlarda yeþeriyor ve güle tebessüm gönderiyor
Aþkýn çemberi ihata ediyor
Dil her ne kadar bizar kalsa da, edebiyle anlamlaþýyor
Yol yolcularýný bekliyor, han yalnýzlýktan korkuyor, kalbin ne diyor
Öyle bir aþk rýhtýmý ki ruhumu okþuyor ve rüzgârlarýn muþtusu haz veriyor
Haklýsýn ki bahar sürurdur
Hazan umutlar sofrasýnda solgunluða giden naðmedir
Ýþte o vakit kalbin biçaredir, geceler senin için anlaþýlmaz kederdir
Karanlýk duygular ve arza akseden umutlar çare adýna muhabbeti bekliyor
Bilir misin þairin aðýtýný
Yanmadan yazan çaresizliði, hevesler için hederliðini
Nedensizlik yokuþunda yudumlanan sefilliði ve fersiz gözlerde þevki
Söyler misin hesapsýz ne var kâinatta nitelik ruhun hakikatinde niye nöbetçi
Ey yolcu rüzgâr arkadaþýn
Biliyorum ki umutlarýn sýrdaþýn, Süreyya yýldýzý hazzýn
Tefekkür sevdan, kanaat urban, ölüm ancak halinde sürurlu sayfan
Ýzlerinle anlamlaþan, melalinde çýðlýk çýðlýða þafaklara umutla baðlanan
Nefesin kadrinde ve hevesin renklerinde tuval üzerinde resmettiðin manzaran
Gönlün sanki bir çaðlayan
Aþk sessizlik yortusunda kalbi inþiraha soyunan muazzam
Ýhsan sadakatinde, ihlâs kendi saadetinde, tevazuu nefsin kadrinde gam
Ey ayan olan, nefesin mühletinde çare arayan, umut filizlerini hakka yollayan
Ne olur bir an yese kapýlma
Ruhun hissettirdiklerinde uzak kalma ve illaki kalbini anla
Aþikâr olan ayetlerden korkma, hikâye edilen hakikatlerden uzaklaþma
Artýk vuslatýn týnýsýný anla, hesabýn neticesini unutma ve yolun baþlangýcýnda
Mustafa CÝLASUN
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mustafa Cilasun Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.