sabahın çağrısı
vakit yine gece yarýsýný çoktan geçti
bu umutlarýmýn katili þehirde
birazdan sabah olacak
ýþýksýz
karanlýk
þefkatsiz
vefasýz bir hayatýn selasý’ nda
bir kez daha
musallasýz katledilmiþ bir bedenin
sana hasret ruhuna çaðrýsý okunacak
uykusuzum yine
bak iþte kan çanaðý gözlerim
hayaline dalmýþým soluk gölgelerde
yine gülümsüyor yüzün
solgun bir gül var sanki gözlerinde
kanatýyor gözlerimi göz yaþlarý
her yerim de gece yanýklarý
her yaným düþ kýrýklarý
þimdi gelsem yanýna ve desem ki sana
seni seviyorum
bu neyi deðiþtirecek ki
zaten biliyorsun
sorun da zaten bu deðil di
yazýk edilmiþ ne çok sevdalar var dý
onlardan biriydi iþte bizimkisi
ayrýldýk iþte
kaybettik birbirimizi
sevmiþtim seni
benim için yaþamýn anlamýydýn
anlamsýz bütün rüzgarlarla
hep savrulmuþtum oradan oraya
bir tutunabildiðim sendin
senin sesin
nefesin
yaþatabilir di beni
oysa ki ne çok zamandýr
seni görmeden bilmeden önce
daha, sen hiç yok iken hayatýmda
ölümün soðuk rüzðarlarý çoktan esmiþti ruhumda
bütün hüzünlü þarkýlarýmsýn sen benim
biliyorsun
her gecenin sabahýnda
dinlemekten hiç býkmadýðým her sela da
beni çaðýrmakta
musalasýz bedenim
haydi gülüm, gel tut ellerimi
götür beni
artýk yoruldum
üþüyorum
bak, buz gibi soðuk ellerim
en kanayan yerinden
öp yüreðimi
sýmsýcacýk ellerinle ýsýt
ve sar ruhuma
sabahýn beyaz kefenini
Mert YIGITCAN
10 mayýs 2011 / istanbul
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.