Renkli filmlerde kaybettik sanatsal kiþiliðimizi, oysa siyah-beyaz kurmuþtuk çýplak düþlerimizi… Minimalist sevmelerdi bizimkisi; bir Mayýs Sýkýntýsý’nda sona erdi, ‘o’ bohem Nuri Bilge Ceylan esintisi…
Susarak tartýþtýðýmýz varoluþsal problemlerimizi, Haydarpaþa Garý’nda býraktýk köpük köpük dalgalara; dingin ve uzun sayýlabilecek bir plan ve seni seviyorum’suz potkalla…
üzüldüm, farkýna varýlamamasýna Kýrmýzý Bisiklet’in küfrettim! dual renkte sanata küfrettim Vittorio De Sica’ya, sana ve Umut’a faydasý olmasa da, Lacan’a…
David Lynch karmaþýklýðýnda, bir Kayýp Otaban’da býraktýk çocukluðumuzu; Yeni gerçekçilik akýmýna… Tarkovsky baygýnlýðý, ve festival þýmarýklýðýnda…
“hey lanet olsun adamým” küfrettim holivuda! Ve tahmin edersin ki ...
Sosyal Medyada Paylaşın:
cigara Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.