Karanfilin Olmayışı
büyük avlularda,
güzle gelen sesler olurdu bir zaman.
orada, yola düþmüþ sahipsiz bir surat gibi sefil,
içli þarkýlar gibi içlidir, yaþamak
inceden inceye karanfil.
o kadarýz ki yani biz þimdi seninle,
þimdi o kadarýz ki
bir yapraðýn sýrtýna uzanmýþ göðü seyrediyoruz.
baþaklarýn uykusunu bölüyorsa eðer
sapsarý bir traktörün tekeri,
teknolojiye yeniliyoruz.
artýk her çocuk
tebeþir tozunun öldürmediðini bilecek kadar cin.
ve erimeye baþlýyor nenemin elinde
avuntuya benzeyen akide þekeri.
hem büyük avlularda
fakirin yüzü soðuk oluyor lale.
var git, üþürsün.
açma bu yerde.
bir zaman sonra çünkü
-elin baþý kaþýmaya doðru katettiði mesafe olup-
inciniyor insan.
istese de, istemese de.
var git!
yabancý bir topraða sýðýn.
kendi yüreðinden uzak esen bir rüzgar gibi
naif ve aðlamaklý.
tamam;
insan gündüz herþeye alýþýyor da,
peki neden geceler bu kadar farklý?
dersin.
gök gürlüyor avucumda.
çukur,
suyu görünce göl
suya doyunca deniz oluyor ancak.
ama hiç durmuyor aklýmda,
karanfilin olmayýþý.
bir güle yaslanmadan ölmek.
lale,
vesaire yokluk...
büyük avlularda kimse seslensem,
ardý boþluk.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.