Bunlarý düþündü dev, yürürken maðaraya
Her düþünce bir tuzdu, kalbindeki yaraya
Aðýr aðýr yürüdü, maðarasýna doðru
Orada buluyordu, rûhuna her huzûru
Her gece okuyordu, düþünüyordu bu dev
Baþý hep düþünmekten, yanardý alev alev
Zavallý dev çok yorgun, her gece düþünmekten
Güneþin etrafýnda, dünya gibi dönmekten
Bembeyaz buraðýyla, girdi nûrlu gülzâra
Dönmeyi istemedi, dünya denen mezâra
Beyaz burakla gidip, siyah merkeple dönmek
Bu deve göre aynen, kokan çöplüðe inmek
Eðer hiç olmasaydý, kalpteki pencereler
Devi, rûhen boðardý, dünyevî cendereler
Koca ömrü harcadý, hakikat aramakla
Benliðin aynasýnda, kendini dev sanmakla
Gölde, su gibidir nefs, herþeyi eyler þikest
Hatt-ý münkesir gibi, içinde yansýr çûbdest
Devin koca kafasý, sanki soru kovaný
Bir cevap için dövdü, yýllarca bu havaný
-Ey ayna! hadi söyle, dünyada en güzel kim?
-Her iki âlemde de, en güzel, Rabb’ül-Hakim!
-Yanlýþ yere tuttun sen, elindeki aynayý
Gece güneþ zannettin, gördüðün dolunayý
-O aynaný kýr artýk! Hakikat, güneþ gibi
-Oturup da seyreyle, seher vakti beþ gibi
-Tozlanmýþ bir aynada, Hak’ký görmek bir yana
-Kendini dahi görmek, mümkün müdür insana?
Yok artýk bundan böyle, aynaya ihtiyâcýn
Kalbinde yanýyorken, nûrlu nûrlu sirâcýn
Soner Çaðatay 23 Aralýk 2010 / Wuppertal
Kelimeler:
Çûbdest: sopa, Asa
Þikest: kýrmak
Hatt-ý münkesir: Kýrýk çizgi, yani eðri çizgi
Sirâc: Lamba
Þiirde birçok þey sembolik mana taþýyor, örneðin:
Siyah merkep: beden
seher vakti: Burda sabah namazýna iþaret
Beþ: Beþ vakit namaza iþaret
Güneþ: Hakikat
Nûrlu gülzâr: Gayb alemi
Burak: Ruh
Maðara: Beden veya dünya