“Soluksuz nidasý alev alýrken rüzgarýn yaðmur saðýyordu uzak ikindiler kimse örtmedi üzeri açýk kaldý gönül sadaðýnýn ”
***
kanat çýrpar güzler, dönünce yüzünü nevbahara sözden medet ummaz, aðlaktýr aynalar
kim bilir kaç dokunuþ uðurlanýr kýzýl mahreminden, göðüs çatalýna düþer bir kaç damla arlý/ yaþ
ah gider vah hayýflanýr geride
yabancý bir yüze bakar gibi kondurulur öpüþ kýsýlýr heyecanýn sesi aheste meczup yüreðinde kürek kýrar kayýkçý
kalem lanetlidir artýk gece esmer çingene yüzlü i mgeler dizelenir tezgaha hýrpalanýr aþk-ý virane
bilmezsin daraðacýný kim süsler gerçekte ya da melekle þeytanýn incecik farkýný soytarý silüetler tünerken en küçük bir sebepte düþünmezsin akbabalar da aðlar mý, diye
hadi þimdi uyut dimaðýndaki sarý saçlý bebeði ve doldur küçücük bir an’a küllerini
sinerken köþesinde bir ehl-i keyif avucunun en derin çukuruna sarýp yüzünün, daracýk eksenini korkmadan çek, körpe bir aþkýn pimini
Çiðdem Parlayüksel
Sosyal Medyada Paylaşın:
Çiğdem P. Yüksel Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.