Betonlaþmýþ þehir hayatýnda,
Gözlerimiz yeþile hasret,
Suni çimler olsa da tesellimiz,
Onlar da suya hasret…
Kurak bir yaz günü,
Temmuzun yirmi dokuzunda,
Piknik adý altýnda,
Kaçýyoruz bir günlüðüne þehirden,
Sýðýnmak için doðaya,
Gidiyoruz Uludað’ýn Kocayaylay’a.
Yeþil duvaklý bir Gelin,
Hadi durmayýn diyor gelin,
Gözlerimiz yeþile doyuyor,
Unutuyoruz kendimizi bu güzeliklerde…
Çam aðaçlarý var kocaman kocaman,
Asýrlýk Çýnarlar tarihe damgasýný vuran…
Hava hafif esintili,
Çam kokusu meltemini çekiyoruz içimize,
Sanki yeniden doðuyor, yeniden geliyoruz kendimize,
Hepimizin yüzü gülüyor,
Yüreklerimizde bir çocuðun masumiyeti…
Çay, yemek, sohbet derken,
Vakit çok çabuk geçiyor,
Dönüþte herkesin yüzü asýk,
Ayrýlmak zor geliyor bu güzel yerden…
Coþkunun ve mutluluðun kaynaðý,
Uludað da bir gün, bin yýla bedel…
Yýlmaz Çelik
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.