TACİZ SEVİŞMELER VE KURŞUN-KALEM CİNAYETLERİ!
I
/Kendine ümitle bakabilmeliydi insan
sevdalara, kavgalara yeniden merhaba diyebilmeliydi.../
Ve usul usul gülümseyerek merhaba dedim
her gün kalabalıklardan çaldığım yalnızlığıma
çalarak kendimi, dizeleri yaralı şiirlerden
merhaba dedim...
umut tellalları ve sevgi tacirlerine!
biliyorum, zaman yetmeyecek yaralarımızı sarmaya
filozoflar, şairler ve kutsal kitaplar yetmeyecek
ve yetmeyecek, harflerin kendini astığı şiirler
makyajsız yalnızlıkları tanımlamaya!..
yetmeyecek en ölümcül intihar müsveddeleriniz
günahlarınızdan arınmaya...
içinizden şiirler d/üşüyor tutun şiirleri yoksa-
azalır söz
şairler ölür
şiirler yetim kalır!
azalır sevgi/tükenir insan...
merhaba dedim!..
uzaklarda bir Mecusi, kendi ateşine su taşırdı
hayata bıçak çekmiş fahişeler, prezervatif giydirirlerdi,
iğdiş edilmiş düşlerine ve intihara meyilli acılarına!..
ama şiirler yetmeyecek
hayatın enkazında saklanmış-
yaşamların öz geçmişini anlatmaya!..
II
yarayı ver bıçağını unutma
anlamını ver anlamını!
sen kendine nasıl olsa yeni bir anlam bulursun
III
acıklı acıklı bakıyorum
akşamın kirli sabıkasında, kendiyle çarpışan hayatlara
kendini sömüren, tuzak sevgiler
ihanet kıvamında, yalancı evlilikler!..
değiş tokuş yapılan, yalnızlıklar
tutkusuz, coşkusuz ve sevgisiz kalabalıklarla
ama kalabalıklar yetmeyecek yalnızlıklara!..
ihanet Antolojilerinden
pantolon fermuarına
indirgenmiş aşkların, kiralık katiliyim!
ama öldürmek yetmeyecek!..
ve sevmek yetmeyecek, ölü aşkları diriltmeye!..
çünkü, herkes aldatıyor yarasını-başka bir yarayla!..
yalnızlığını, başka bir yalnızlıkla!..
oysa hepimizin kaygılı beklentileri
iniltili hüzünleri, emanet sevinçleri vardı
ve adı yalnızlık olan, doğum lekesi ayrılıkları!..
sesimizi yitirecek kadar, ana-dili sağır sessizliğimiz vardı
ve hepimize yetecek kadar tedariksiz acılarımız!..
ağlayabilecek gözlerimiz, sızlayacak vicdanımız vardı
kimine derin ahlarımız, kimine uzun soluklu off’larımız
parmaklıkları ve tel örgüleriyiz, sahipsiz, başı bozuk yasaların!..
IV
ağlayarak uyanıyor rüyalarım
bir gün mutlaka bitecek diyorum
bu yağma
bu gasp
bu acımasız sistem!
ve yeniden merhaba diyeceğiz elbet, içimizde yarım kalmış özgürlüklere
bir nehir gibi akacağız, bir gün yasaklandığımız denizlere
yuvarlanarak uçurum yüzünde zamanın
silip atacağız, sancılı hecelerden, en günah sayılan suçlarımızı!..
(Birdal ERDOĞMUŞ/2008)
Sosyal Medyada Paylaşın:
Birdal ERDOĞMUŞ Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.