ilk kez kaçýyorum yaðmurun tokatýndan
ve ilk kez kokusuna burun büküyorum topraðýn
kýzýlca kýyamet kopuyorken içimde , yabancý rahmetler deðmemeli mâbedime
maviler dolusu bir hikâyenin kahve tonlarýydý tenimdeki kuraklýk
çatlayan dudaklarýma merhem olan rüzgar çatar kaþlarýný
derin çizgilerini býrakýr bakýþlarým yüzümün duvarýna
kimbilir kaç ahir zaman gelip geçecek kýyýsýz duraklarýmdan
kaç meþale yakýlacak
kaç köz külüyle savrulacak z/amansýz
belki de býrakmalýyým artýk ölümün eteðine
beyaz renkli ecirleri
susturmalýyým vebâllerin daraðacýna asýlý nefeslerini
bereketine inandýðým ,baran çiselerini yaðdýrmalýyým senden sonraya
varlýðýný biçmeliyim þeb’in esmer tuvaline
yokluðunda bile
ben ; yaðmuru seninle bildim
seninle sýðýndým tek göz odasýna
yoksan ;
helâlim olamaz duvarlarýma
ben ;harama el uzatmam
göðün ýskaladýðý hedef ise asla ol(a)mam
sende aðlamayý býrak gökyüzü , þimdi tebessüm sýrasý.
15/11/2010
12;12
eMÝNE