býtrak gibi batýyordu içime..
denize yýkanmak, yorgunluðunu atmak
ateþini söndürmek için
girmeye çalýþýyordu güneþ..
acelesi yoktu,
yanacaðý kadar yanmýþ
yakacaðýný yakmýþtý..
nihayet yeniden doðmak üzere
denizin en dibine dalmýþtý..
ortalýk alacakaranlýk..
sularýn yaladýðý kayanýn üzerinde kalakaldým
önümde denizde yýkanan güneþ
yaþanmýþlýklar ise tümüyle arkamda..
kaderimle baþbaþayým,
ne arayaným var, ne soraným
þehrin gürültüsü çok uzaklarda kaldý..
güneþ yorgun, bitkin, yýkandýkça yýkanýyor
üryan yýkanmasýný seyrediyorum..
yýkanmasý bitti, tertemiz oldu..
ben de bittim, tatlý bir esinti kulaðýmda
baþýmý kaldýrdým, tepemde dolunay
etrafta sessizlik, kendimi dinliyorum..
elimi uzatsam güneþe dokunacaðým,
cesaret etsem, ben de girip yýkanacaðým
çýplak diye utancýmdan giremiyorum..
gece boyu bekledim, yýkanýp sudan çýkar diye
belki de benim için tekrar doðar diye..
yýðýlmýþ kalmýþým..
denizin gece boyu yaladýðý kayaya
kan çanaðý gözlerle, çýksýn diye bakarken denize
doðan güneþ arkamdan haykýrýyordu..
bak üzülme!..
sana doðdum ben..
yeniden..
ÖMER DOÐANLI
(Ýstanbul – 26/10/2010)