içiyorum yeþilinden,kýrmýzýsýna göðün pýnarýný
sanki yarasa kollu parþömen bir demlik
ya kanýma deðiyor dili, ya zehirli bir zemberek
içim dýþým bildiðin gibi deðil
ahvalinin güdüsü,vesikalý çakma bir bahar gibi mübarek!
_çok soðuk_
mevsim,artarak eksilen bir panayýr döküntüsü iþte
_adý aþk_
cambazlar dönüyor aþkýn tembihli kulvarýnda
düþe meyilli bir kumar bu
düþenler ölmüyor buralarda
sevda kýrýðý, camekan seyirciler
bir yokluðun pazarýnda camgöz dilenciler
yürüyorum yine, özlemine doðru
kim, ne karþýlar belli deðil
bir tokadýn palazý belki
belki de andavallý bir hüzün
avuç içi geliyorum yine sana aþk
bir sandviç arasý bile olsa(n) yeter...
(...Özlemin federe bayraðý dalgalandýkça alnýmýn dikine dikine
göz demem o salýncaðýn mahpus haline! Bahar demem Yaz demem karantina beyazlý kýþlara! Mahkumun iþte hâlâ , kuyruksuz uçurtma misali kýsa panjurlu o bir çift çivit mavisi bakýþlara...)
TopraðýnSesi
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.