zeytin deðildi onlar ýlýk yamaçlarda dar aðaçlarý dize dize soluk alanlarda sallanan ilmek titreyen tabura bekçiydi baþýnda dilsiz zebella
göstermiþlerdi aha demiþlerdi ben doðduðumda bu demiþlerdi iþçi Veli’nin bu emekçi Zeynep’in bu ebenin öðretmenin demiþlerdi yanýndaki köylü rençperin aha demiþlerdi gördün mü fakir oðlu o küçük olan da senin
bil ki sen büyüdükçe büyük olacak heveslenme hiç yýkýlmayacak duydun mu çocuk sen yaþadýkça duracak öyle demiþlerdi
dikleþirsen eðer karþý gelirsen itaat etmez de isyan edersen hele ben de insaným deyip çok bilirsen ilmek boynunda bil çocuk öyle demiþlerdi
ben büyüdüm sonra daraðacý da ilmek sallandý hep kýþta ve yazda kör olasý tiranlar bitmek bilmedi var oldular her anýmda