SULTAN AHMET
Vakit akþam, gün Eylül`ün on beþi.
Seyretmek istedim batan güneþi.
Ýstanbul`da dolaþýrken çarþýda,
Bir þaheser gördüm, hemen karþýda.
Bir eser ki, her yanýyla muazzam!
Ýncelerken yorgun düþtü hafýzam.
Ey eþsiz Ýstanbul, ey Sultan Ahmet!
Seni yaptýrana, yapana Rahmet.
Bahçesinde güller açmýþ, rengarenk:
Altta Ayasofya, ne güzel ahenk!
Dört tarafta dört minare ne güzel.
Çalýþmadan, gez avare ne güzel.
Gördüðüm manzara rezil mi, rezil.
Gücün yetmeyince, altýnda ezil.
Bir yanda iki kuþ, ötüþüyordu;
Bir yanda turistler, öpüþüyordu.
Bir dilenci gördüm ayaðý kýrýk,
Düðümlendi boðazýmda hýçkýrýk!
Beþ yüz yýl önceyi, geçmiþi andým.
Hem bunlardan, hem kendimden utandým.
Üç buçuk kuruþa tenezzül ettik,
Camileri, Mescitleri kirlettik.
Ülkemin kültürsüz Kültür Bakaný,
Kýzýl Sultan bilir Ulu Hakaný.
Býrakýn, býrakýn boþ ihtirasý;
Bu eserler Osmanlýnýn mirasý.
Yarab, bu ülkeye bir sahip gönder,
Kötü talihini tersine dönder.
Vurulan lekeyi silmek gerekir,
Ýþin doðrusunu bilmek gerekir.
Bir düþündüm, yataðýma yatarken,
Titremiþtim, martý çýðlýk atarken.
Türkiye`min kaderine üzüldüm;
Yapamadým, biraz daha büzüldüm.
13 Eylül 2002- ÝSTANBUL
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.