Yine böyle paslý bir kilitle mühürlü sandýklar hiç kimse yok.
Bir ben kaldým. Çaðlardýr anlatamadýðým sýlaya kanayan yüreðimle Saklýlardan intikam alýrcasýna bir mavi güldür artýk küsen bülbüle
Arkandan gelecek bir ayak sesinde ne kadar sürgündür sonbahar? Yok mudur herkesin bir damarý arasýnda dolaþan kaný? Hangi susuzluk günahlara kefil olmaz toz olmuþken sözler?
Bir uzak þehir hançerleri kanatýr küf tutmuþ bu sessizliði Bir özgürlük çýðlýðý koparýrken zincirlerden bir halkayý Yine sen düþersin kan çanaðý gözlerimden Deli mi ne sana attýðým bu kaybolmuþ adýmlar?
Bir gölgeye üþürsün kelepçeler takýlý zemherilerde Ve rahimsiz bebek doðurmaya çalýþýr yalanlar Oysa bu aceleci ölüm yerine bir gelincik tutmalýydý ellerimi Bulaþmasýn yüzüme artýk bu cesetler Ben hala ay ýþýðý kokarken sarýlmalýyým goncalara Bir müjdeye sarýlýrken yüreðim gökkuþaklarýyla seviþmeliyim artýk.
Hadi yazgýmý okusana sende Ýsimsiz bir kabirin duvarýna yazdýðýn Varsa gücün yastýðýmda ki kokun olsana
Ki kýrýlsa da taze dallar bir ezan okunur yine ebruli matemlere inat Ki ceylanlarý özler avcýlar mutlaka bu saklý ormanda Ki yaðmur sonrasý açan güneþler daha çabuk kurutur kirpikleri Ki bir avucunda göç tutanlar hep mülteci yangýnlara mahkûmdur.
Ýlk ve son nerede? Ýmkânsýzlýk nedir ki? Sadece bir garip olmaz da bizlere Sýðýndým ol deyince olduran doksan dokuz ismine