MAHKUM SEVDALAR ŞEHRİ İSTANBUL
sevinli
MAHKUM SEVDALAR ŞEHRİ İSTANBUL
Ýstanbul Ýstanbul; mahkûm sevdalar þehri
Nice aþklara þahitlik ettin sen.
Beyoðlu’ndan Üsküdar’a bir çifte mekân oldun sen.
Gün oldu bir canana gül verdin.
Gün oldu bir gence ümitler verdin.
Mahkûm sevdalar þehri Ýstanbul…
Bir yârim vardý Beyoðlu sokaklarýnda rastladýðým.
Kaçardý benden kurtulamazdý Beyoðlu sokaklarýndan.
Beyoðlu’nda destaný okunan bir sultanda oydu.
Çamlýca tepesindeki yaðmurdu beni Ferhat yapan.
Ýlk orda tutmuþtum ellerini.
Gözlerindeki mutluluðu fark etmiþtim.
Yaðan yaðmurdu beni içmeden sarhoþ yapan
Sanki yýldýz yaðýyordu üzerimize.
Sanki aðlýyordu Ýstanbul; aðlýyordu çamlýca
Mahkûm sevdalar þehri Ýstanbul.
Dedemden dinlerdim eski Ýstanbul’u eski sevdalarý.
Bende içtim sevdalar þehrinin þerbetinden.
Bende düþtüm sevda ateþine.
Yârimin essiz güzelliði hiç çýkmaz ki aklýmdan.
Ýstanbul sendim beni annemden ayýran.
Üsküdar karacaahmet’te býrakmýþtým bir yarýmý.
Küsmüþtüm sana küsmüþtüm beni býrakýp giden anneme.
Mahkûm etmiþtin beni kendine.
Adýný koyamamýþtým senin, bir aðýt yakamamýþtým.
Aðlamýþtým sana aðlamýþtým anneme.
Bilmiyorum son mu yazýlacaktý bu film için artýk?
Yönetmen bir bölüm daha çekmeyecek miydi?
Zaman bu kadar acýmasýz olmamalýydý.
Gidiyordu sirkeciden kalkan tiren gidiyordu.
Vagonlarda sevda mahkûmlarý gidiyordu meçhule.
Gözlerden akan yaþlar gökyüzüne çýkan sevda türküleri.
Bir sevda daha bitiyordu bir aþk mahkûmu gidiyordu.
Bir vesikalýk resim birde gözü yaþlý ana býrakýyordu geride.
Bir yazý yazýlmýþtý trenin arkasýndan.
Mahkûm sevdalar þehri Ýstanbul demiþlerdi sana.
Bir eylül akþamýydý çamlýca tepesinde yârime koþarken.
Konuþmuyordu benimle gözlerini kaçýrýyordu adeta.
Ellerini tutmuþtum; amansýz bir mutluluk sarmýþtý beni
Kaçýrdý ellerini ellerim üzerinden gözlerime baktý ilk defa.
Susmuþtu yârim susmuþtu çamlýca.
Ýki kelime çýktý yalnýzca aðzýndan ikiye bölündü sanki çamlýca.
Gidiyorum ben dedi: zaman gelmiþti gidecekti.
Attýðý ilk adýmla bir mahkûm býrakmýþtý Ýstanbul’da.
Pes etmemeyiydim izin vermemeliydim bu ayrýlýða.
Takip etmek istedim adýmlarýný: geriye döndü bana baktý.
Aðlýyordu, gelme sakýn dedi, yalvarýrcasýna
Baðlanmýþtý ayaklarým tutulmuþtu dilim.
Gidiyordu yârim gidiyordu arkasýna bakmadan.
Oturmuþtum baþ harflerimizi kazýdýðýmýz aðacýn dibine.
Konuþmuyordum kendimle aðlýyordum sessizce.
Sanki Ýstanbul üzerime üzerime geliyordu.
Kaçamýyordum ondan kaçamýyordum ýssýz sokaklarýndan.
Beyoðlu geliyordu gözümüm önüne aðlýyordum.
Köþedeki bakkal kýzýyordu küçük çocuklara.
Yârimi görüyordum 27.sokakta gidiyordu sessizce.
Baðýrýyordum kendimi yýrtarcasýna.
Sesim çýkmýyordu duyuramýyordum sesimi.
Bakmýyordu kimseler bana aðlýyordum ben yârime.
Sabahýn ilk ýþýklarý vurmuþtu yüzüme.
Uyumamýþtým hiç býrakýp gittiðin gibiydim.
Düþünüyordum seni aðlýyordum sana aðlýyordum.
Gitmeliydim yapamazdým sensiz buralarda.
Annemden sonra bir sen sahip çýkardýn bana.
Sende gittin kaldým ben buralarda.
Kim sahip çýkacaktý bana Ýstanbul mu?
Yoksa sevdamýzýn þahidi adýný yazdýðým çamlýca tepesi mi?
Yapamazdým sensiz, mahkûm olamazdým Ýstanbul’a
Günlerden cumartesiydi sirkeciye inmiþtim.
Gidecektim ilk trenle binecektim mahkûmlar vagonuna.
Nereye diye sorduðunda giþe görevlisi bilmiyorum dedim.
Deli zannetti önce, sonra baþladý gülmeye.
Kalkýþ saati gelmiþti gidiyordu tren.
Yapamadým sözümde duramadým aðladým yine sana.
Geriye bakmadan binemedim trene.
Koskoca bir hiç býrakýyordum Ýstanbul’a
Hareket etmiþti tren gidiyordum.
Sen mi vardýn yoksa o amansýz insan kalabalýðýnda.
El sallamak istemiþtim yapamadým kolumu kaldýramadým.
Ne güzelde söylüyordu vagondaki mahkûmlardan biri…
“Aðlarým kendime aðlarým sana”
Bende aðlýyordum kendime aðlýyordun sana.
Ne zaman bitecek bu yolculuk bilmiyorum.
Gidiyorum aðlayarak bilmediðim bir meçhule.
Gidiyorum kaçýyorum senden Ýstanbul.
Adýna mahkûm sevdalar þehri diyorum.
Hoþça kal sevdamýzýn þahidi çamlýca.
Hoþça kal Beyoðlu, hoþça kal karacaahmet.
Hoþça kal mahkûm sevdalar þehri Ýstanbul.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.