ne zaman
öyle yaramaz
öyle güler yüzlü bir afacan
konuþmaktan, soru sormaktan býkmayan bir yumurcak
ya da
kendi halinde bir çocuk görsem
ah nerede çocukluðum derim
kendi kendime
kendimi yer
saatleri durdurmak isterim
çocukluðuma gidince
sahip oldukça çoðalmasýný istediðim oyuncaklarýmý
sabah ýþýðýyla geceyarýlarýna kadar süren oyunlarýmý
hatýrladýkça
özledikçe
çamur içinde bata çýka geçen küçük ellerimi
minik avuçlarýmla topladýðým misketlerimi
vurdukça sopasýna güçlendiðim çelik çomaklarýmý
annemden dinlediðim kürtçe masallarýmý
babamdan gizle(n)diðim mavi akþamlarýmý
ahlar
ahlar çekerim
ah ah ne çabuk büyüdüm
ne hýzlý sýyrýldým çocukluðumdan
derim
ben çocukluðumu bulmayýnca yanýbaþýmda-n