Tuz çölü
Anadolu’ya doðru çýktým yola,
Ýki hýrçýn kadýnla kol kola.
Kadýn dedimse
Yoktu cisimleri
Sadece isimleri.
Bir kolumda "Hasret",
Diðerinde "Vuslat"
Bakalým akþama
Yolumuz nereye varacak.
Güneþin batmasýna yakýn
Tuz Gölüne ulaþtým.
Ben bu gece
Burada konaklar,
Çadýrýn yanýna birde
Küçük ateþ yakardým
Keyfimde yerinde olursa
Ateþten sýçrayan
Kývýlcýmlarýn peþinden
Hülyalara dalardým.
Güzelim Tuz gölü,
Suzuzluktan adeta
Olmuþtu bir tuz çölü.
Ay’da biraz önce
Tam tepeme durmuþtu
Sanýrým dolunaya da
Beþ gün kalmýþtý,
ve bembeyaz tuzlar
Maviye çalmýþtý.
Ýþte bu gece ay,
ýþýðýný ödünç verecekti.
ve tuz çölü de
Bana yarenlik edecekti
Önce bir ateþ yaksam,
Ýyi olur,
Çünkü birazdan hava
Ayaza çalar ve
iyice soður
Gerçi olsun, Samanyolu da
Benim battaniyem olur.
Sonra, kurarken çadýrýmý,
Çakmak için kancasýný
Yerden kaldýrýnca bir taþý
O zaman gördüm iþte
o þaþkýn hayvaný
Hey gidi tesbih böceði
"ne iþin var bu amansýz tuz çölünde"
diyecek oldum..
Tesbih böceði de bana dedi ki ;
Hiç tesbih böceði der mi?
Demez tabi,
Ama benimkisi
Deseydi hani ;
"Bana bak; uzun saçlý adam
hadi ben bir böceðim
ve yolumu þaþýrdým",
"Peki ya sen ?"
"Bulamadýn mý ki
Mutluluðu bir sevda gölünde
Gece vakti sen ne ararsýn
Bu ýssýz tuz çölünde ?"
Bak sen þu böceðe
dilide balta gibiymiþ.
Anlaþýlan oda dertliymiþ.
Bak böcek
Böyledir hayat
Bazý insanlarýn
Yüzü az gülecek
Ama çoðu hayatta
Hep kahýr çekecek.
Bir gün gülse yüzümüz
Peþinden gözyaþlarý sel olur
Gelir o gülen yanaðý vurur
Karnýmda çok açtý
Yaktýðým küçük ateþte
Bir çorba kaynatmýþtým
Ama caným çok sýkkýndý
Öylece býrakmýþtým
Tesbih böceði bu, durur mu?
Yarenlik edecek ya sözde bana
"Hey dostum ne düþünürsün,
Kaldýr kafaný bak þu göðe
Nasýl da parlýyor ay ýþýðý
Boþver, deðmez üzülmeye
Çal þu çorbana kaþýðý"
Haklýymýþsýn be böcek,
Serin havada çorbamý içtim,
Biraz olsun, dertlerimden geçtim.
Hava iyice soðudu
Ay’da neredeyse
Üzerime düþecek
Samanyolunu üzerime
Ýki kat serersem
Sanýrým ancak yetecek.
Neden sonra
Böceði unutup
Uykuya dalmýþtým
Uyandýðýmda bir hayli
Tuzlara bulanmýþtým,
Bir gece,
Tek bir gece
Çýkýpta biri,
Kulaðýma fýsýldasaydý
Belki de sabaha deðil
Hayata uyanacaktým
Bir cesaret
Þu samanyoluna uzanýp
Adý mutluluk olan
Bir kaç yýldýz tutacaktým
Ben sabahý gördüm ama
Gece ayazý bana yaramamýþ.
Daha da kötüsü,
Bizim tesbih böceði
Sabahý çýkaramamýþ
Ah be küçük böcek;
Ne vardý þimdi ölecek
Daha çok sözüm vardý.
Benim sana söyleyecek.
Ben bu Tuz çölünde
Bu gece de kalacaktým,
Seni bulduðum taþýn altýna
Sana yuva bile yapacaktým.
Sonra da o yuvanýn hatýrýna
Sabaha dek sana aðlayacaktým.
Hissettin halimi
Peþin peþin
Öldün deðil mi?
Kurtuluþun yok anlatacaðým
Kimbilir,
Belki de yarým kalacak
Boðazým da bir düðüm
Sadece aðlayacaðým.
Olsun varsýn dinle bakalým;
Ebediyen kaybolsam
Bu ýssýz Tuz çölünde
Þu koskoca Ay
Dolunaydan beþ gün eksiðiyle
Her gece üzerime kapaklansa
Bütün gücü ve haþmetiyle
Tuz çölünün ,
Ýster kuzeyinde Ýster güneyinde
Ýþte yeterince Derin bir yerinde
Gündüzleri kavrulsam güneþte
ve geceleri titresem de en serinde
Güvendiðim daðlara kar öyle bir yaðsa
Hatta geçit bile vermese bütün yollar kapansa
En aðýr hastalýklarý bana verseler
Göðüs gersem hepsine
Sýrtýmdaki hançer yaralarýna
Derman bulamasa kimse
Ýþsiz güçsüz,
Beþ parasýzda kalsam
ve hatta, küflü bayat ekmeklere
Yutkunarak da baksam
Üstüne birde ,
En çok sevdiklerim
Beni terk de etse
Üstelik
Bütün zamanlar boyunca
Burada konaklamýþ
Ecdad aþýklar dirilse
Biz de çok aðladýk evlat;
Direnmek nafiledir diye
Karþýma dikilse
Direneceðim ben,
Yine de direneceðim.
Her gece böyle ölsem de
Her sabah inadýna dirileceðim
Bütün dallarým kýrýk ta olsa
Ben,
Aðaçlar gibi ayakta öleceðim.
28 Aðustos - 3 Eylül 2009
Muzaffer Alper
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.