Em
HÜZÜNLE SEVİŞEN KEDERE GEBE KALIR...
Þafak ile alacakaranlýk…
Birbirinden habersiz,
Birbirinin parçasý,
Birbirinden uzak iki yarýmdýr…
Biri aydýnlýklarý getirir güne;
Diðeri aydýnlýklarý toplar günden…
Biri geceye açýlýr sessiz ve maðrur,
Diðeri sabahýn doðumuna ebelik eder
Pürtelâþ ve neþeli…
Birinde uykuya çekilir tüm kurt kuþ, börtü böcek,
Diðerinde savaþý baþlar yaþama içgüdüsünün.
Ýki keskin hattýrlar geceyle gündüzü ayýran; ayrýlýklara konu olan.
Ayrýlýklardan konu açýlýnca; hüzün çýka gelir ister þafakta olsun, ister alacakaranlýkta.
Her ne kadar geceyi sevse de hüzün; gündüze de “hayýr” demez.
Her daim albenisi yüksek, iþvesi yerinde, endamý aðýr;
Dalgalý siyah saçlarýyla boynuna dolanmaya ve kendine baðlamaya hazýr.
Ve hüzünle seviþen; kedere gebe kalýr… ...
Keder…
Minik bir tohumdur ruhun dölyataðýna düþen,
Sessiz ve usul büyür içinde,
Göbeði sana baðlý
Genleri hüzünden…
O büyüdükçe;
Yaþama sevincidir,
Ruhundan çekilen… ...
Bir de doðmaya görsün!
O ne muhteþem bir fotosentezdir
Þafaklarý içine çekip;
Alacakaranlýklarý nefes diye veren…
Önce gülümsemelerini emer
Sonra kahkahalarýný verirsin
Kendi öz memenden.
Ýçini boþaltýr, kabuk kalýrsýn,
Sen deðilsindir artýk “sen” diye gezinen…
...
Ýþte bu yüzden
Sýrf bu yüzden,
Uzak dur, diyorum sana
Uzak dur hüzünden…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.