YARI AYIK
Uyur uyanýklý bir rüya gördüm,
“Ben bir kýlavuzum, yol Onun” dedi.
Gönül idrakiyle hayýr’a yordum,
“Ümmet benim ama kul onun” dedi.
Her taraf güneþten kavrulmuþ taþtý,
Orada bir güzel, gözünde yaþtý,
Emirle; getirdim, o da yaklaþtý,
El öptük edeple “Sað olun” dedi.
Kulluk sözleþmesi, ümmetlik akdi,
Yaparken, O Ona gerdanlýk taktý,
Gökte dolunay, bir gece vakti,
“Þeytanýn þerrinden korunun” dedi.
O Nurla Onur’un nuru karýþtý,
Nefisler saflaþtý, Ruhlar barýþtý,
Bana yüzük taktý nede yakýþtý,
“Þahittir hazýrda bulunan” dedi.
Ýki armaðanda “TEVHÝT” yazýlý,
Aynýsý gönülde, kalpte kazýlý,
Dil nasýl anlatsýn? Böyle fasýl’ý,
“Bu sýrlar hakikat yolunun “dedi.
Sevinçle koyulduk patika yola,
Uçurumlar geçtik, vermeden mola,
Kavþakta kavuþtuk O Kutlu kula,
“Ayrýlýk zamaný O nur’un” dedi.
“Senin istediðin yere varýrým,
Yalnýz gerdanlýðý rehin alýrým”
Fakat bu fikrine, þaþar kalýrým,
“Madem istiyorsun, buyurun” dedi.
Durmadým orada düþtüm yollara,
Nihayet rastladým kutlu kullara,
Ezansýz namazla uyduk onlara,
Bir ses “bu ölümü duyurun” dedi.
Ýçlerinden biri davudi sesle,
Nurani bir eda, kutlu nefesle,
Muhabbetle, aþkla, candan hevesle,
“Yaralý aç geldi, doyurun” dedi.
25.05.2007 Mustafa YARALI
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.