Onlar göðün süsüdür, gecelerin kandili, Tabi olanlar yolu, þaþýrmazlar, yitmezler! Ten-ü cesetten ari, dilleri var can dili; Geceler seyrângâhtýr, uyumazlar, yatmazlar!
Mahlûkâta þefkâtli, rýfk-u merhâmetliler, Allah’ýn huzurunda, eðik dal kâmetliler, Âþýklar ölmez diri, ikrâm-ý Samed’liler; Öyle Güneþlerdir ki, gölgelenmez, batmazlar!
Nice olaðanüstü, hâllari var sayýlmaz, Okumakla yahutta, dinlemekle doyulmaz, Amma Hakk’tan mühürlü, gönüllerce duyulmaz; Onlar bu nimetlerden, nâsiplenip, tatmazlar!
Teslim olup özünden, sâdâkâte bürünüp, Samîmiyet yurduna, girmek için sürünüp, Hakk’tan ýrak durupta, Sûret-i Hakk görünüp; Ben-i Âdem içinde, Þeytân balý satmazlar!
Kökü ihlâs aðacýn, nimet dolu dallarý, Allah’ýn Resülünün, hâlleridir hâlleri, Habibin bahçesinin, her dem taze Gülleri; Ýlânihaye açar, hem solmaz, hem bitmezler!
Sayýlmakla tükenmez, çoktur kerâmetleri, Ne mümkün anlatýlsýn, ol ERlerin hâlleri, Klâvuzlarlar nâs’a, Hakk’a giden yollarý; Hiç kimseye zân ile, bühtân edip çatmazlar!
Ol varis-i Nebî’dir, o’na candan tabidir, Hakkýnda söylenenler, aynen aslý gibidir, Hasta gönüllere em, dâhi þifâ ab’ýdýr; Edeble varanlarý, yüzü geri etmezler!
Velîlere bühtânýn, sonu hüsrandýr, zûldür, Tepe taklak yýkýlýr, zemmeden paldýr küldür! Unutmaki ey Adem, imâna zýrhýn dildir! Muhabbetkâr olana, himmetin fatmetmezler!