Kanat kanat çýrpýnan umutlar düþer suya, Aðýr gelir tüyleri havadaki yokuþa, Nefes nefese canlar yaþama telaþýnda, Bir saða bir de sola baþvurur, medet arar, Ýpekten döþeklerde yâr saðýr, aðyar saðýr, Martý demir alýrken yelkeni eder fora, Terk eder denizleri ardýna hiç bakmadan, Alev ayyukta yanar güvercin vurulunca.
Yüreðin þafaðýndan küskün bakýnýr güneþ, Dayanýr semâsýna bayrak mahzun, nâzenin, Göðsündeki þehitler uyanýr birer birer, Kararýr soylu sevdâ, ay yýldýz düþer gökten, Yoldaþ arar kendine, haldaþ arar gönlüne, Dost dost, diye seslenir duyan olmaz sesini, Soluðundaki canla teslim eder rûhunu, Dallara baykuþ konar güvercin vurulunca.
Yokuþlarý çýkanlar, düzde birden yorulur, Ayaklar tartmayýnca dermaný arar dizler, Sorulur bu hesaplar, bir gün elbet sorulur, Sayýlý nefeslerde can düþer, canan düþer, Sevgi meþâlesinde çakmaz olur kývýlcým, Boynu bükük ceylanlar bakmaz olur ardýna, Gözler küser dünyaya, gönül dalar ukbâya, Kuþlar uçmadan tüner güvercin vurulunca.
Dalda yediverenler özler kendi gülünü, Yalan söyler aynalar gördüðü gerçekleri, Ya da gerçekler susar, çatlatýrlar aynayý, Yansýyan akislerde figan sarar akþamý. Yýldýzlarý acýtýr karanlýkta kýrýklar, Görmez olur gören göz, gizlenir akýlda söz, Arþa deðer feryatlar, küser Ferhat Leylâ’ya, Daðlar aþklarý yener güvercin vurulunca.
Hýrs coþunca menfaat peþinden sürüklenir, Denklenir kucaklara hak edilmeyen rýzýk, Yazýk ki azýk olur bu sonsuz yolculuða, Düðümlenir boðazda kara yüzlü lokmalar, Taþ döner baþa vurur, baþ döner taþa vurur, Yaralardan akmayan kanlar donar damarda, Toprak rahmeti özler, rahmet topraða hasret, Bal tutan zehre banar güvercin vurulunca.
Zamanýn pürtelâþý geçer ýþýk hýzýný, Kimse çekmez nazýný saniyenin, saatin, “Dur gitme” dense bile dinlemez hiç kimseyi, Âsidir, rûhu âsi, emânet almaz dünü, Gider günlere doðru ardýna hiç bakmadan, Gözlerine takýlan hatýralar acýtýr, Kol kýrýlýr, yen kalýr bakýþlarýn içinde, Hayat insaný sýnar güvercin vurulunca.
Güneþin doðuþuyla umutlar gülümserken, Özümsemez ýþýðý karanlýklar inatla, Sevginin deryasýnda, murat, bekler umutla, Ne umut gerçekleþir ne de muratlar olur, Yüreklerdeki deprem sarsar sevdâ kuþunu, Kýrýlýr kanatlarý, yýkýlýr sýrça köþkü, Aþktan, meþkten sýkýlýr, unutur cananýný, Yürek tahtýndan iner güvercin vurulunca.
Közler söner kül olur, küller yakar ateþi, Al basar yanaklarý ya da yanaklar solar, Atýþ poligonunda yay gerilir, ok atar, Yayýndan fýrlayan ok vaatler gibi kaçar, Hedefte vurulanlar kaybolur menzillerde, Naçar kalýr dilinden sözlerini uçuran, Söze sûkut içiren dudaklar sarhoþ olur, Sönerse sevdâ söner güvercin vurulunca.
Toprak yeþili arar, yeþillerse maviyi, Bendini aþamayan ýrmaklar sele çaðlar, Aðlar sürüklediði onca güzelliklere, Þerâre çakmaz olur alevi yutar küller, Doyumsuz dünyadaki nefisler de doyumsuz, Nefeslerden hak-hukuk uyanýr haykýrarak, Daðlar mâtemi solur, mâtem yansýr daðlara, Akisler bir bir diner güvercin vurulunca.
Esrik rüzgârlar eser kadehsiz ve bâdesiz, Sürükler bilinmeyen diyarlara insaný, Ýnsan ki tutunmayý özler yarýnlarýna, Anlarý kaçýrdýkça kovalar da kovalar, Nehir midir yolunu þaþýrýp da aranan? Nerededir hayâller, nerededir hasretler? Kaybolmuþ pusulalar, kaybolmuþ hep kaptanlar, Zaman geçmiþi anar güvercin vurulunca.
Ateþten gömlekleri giyinmek mârifet mi? Mârifet ateþ giyip yakmamaktýr tenini, Pamuklar aðýrlaþýr, demirler hafifleþir, Emeðin karþýlýðý verilmeden taþýnmaz, Ruh bedene yenilse beden ruha yenilmez, Kendi eksenlerinde dolaþan dönenceler, Çýkar yörüngesinden yazlar karýþýr kýþa, Mevsimler gökten iner güvercin vurulunca.
Cemre düþmez topraða, bahar gelmez yapraða, Buharlaþan bulutlar yaþ düþürmez gözünden, Mavi sýzmaz özünden, gizler ayyuka çýkar, Aðýrlaþýr kanatlar, tüyleri hep demirden! Yere düþer bedenler, dövülür yerde tenler, Bilenler, bilmeyenler görür acý gerçeði, Kuluçkalarda sancý dinmez doðumdan önce, Gidenler hep aranýr güvercin vurulunca.
Mavi, vermez rengini ne denize, ne göðe, Küser deniz maviye, mavi kaçar sonsuza, Sonsuz küçük, sonsuz sýð ve Süreyya parlamaz, Sýrlamaz matemleri, gözyaþlarý sýrlamaz, Damlanýn susuzluðu kurutur kaynaklarý, Dünyayý da þaþýrtýp geçilir tatlý candan, Mavice gidiþlerin sonu hüsran ve elem, Suyunu yutar pýnar güvercin vurulunca.
Kaygýsýz bir dünyaya geldiðimiz ilk günden, Çeker kendine dünya, yalanýn yüzü güzel, Günlerin son duraðý bekler durur sessizce, Nefessizce kafeste saklanýr cennet günler. Kevser’in serinliði, tubanýn gölgeleri, Görünmez belgeleri berât gecelerinin, Sevginin özü yürek, sözü sevdâ oldukça, Güller uçmayý dener güvercin vurulunca.
Daðlar akis vermeden nasýl dururmuþ hayret! Gidenin ardý sýra mâteme mi bu gayret? Susmuþ yanký dilleri, susmuþ taþ gönülleri, Zirvelerdeki karlar kaçýrmaz ölümleri, Azrail’in elinde fermanlarýn hasý var, Güvercin yüreklerin hiç dinmeyen yasý var, Cefâ biter, can biter, sefâ kalkýnca þâha, Döner Mevlevi döner güvercin vurulunca.