Dönüþsüz bir tövbeye, yirmi bin kandil yanar, Tutulmuþ sanki dilim, yýldýzsýz gecedeyim. Bulutsuz gökyüzünde, durmadan þimþek çakar, Ayaðýmla gördüðüm, kördüðüm bir ipteyim.
Nurani ve mukaddes, semavi bir tarlaya, Ýncir misali tohum, tövbeyle ekmiyorum, Her harfine bir perde, açýlacak manaya, Pencereyi kapatýp, ýþýða bakmýyorum.
Sonsuz olan zamanýn, atom güçlü nuruna, Sahte yapay lambayý, tercih edip gülmüþüm, Dizkapaðým nasýrlý, anlýmsa çamuruna, Kör ve topal inatla, yüz sürerek çökmüþüm.
Hakikat. Hakikat bu. Menþei günahýmýn, Ýnsafsýz ýsrardaki, acýmasýz vehimdir. Dar aleme bakarak, yorumlayan aklýmýn, Fikri köþkünde süslü, ateþten gömleðimdir.