İlk söz
/kendi ikliminde aşk/
Senin yaşadığın şehirlere taşıyorum ruhumu
ağır bir göçün arkada kalmış yolcusu gibi
şehirlere yakın insanlardan uzak yarım yamalak ağır aksak
sana doğru yürüyorum
geldiğimde olmayacaksın kim bilir
ve beklide gelemeyeceğim
yine de durmaksızın
yaşadığın şehirlere göç edeceğim
kendine aşık bir deli gibi seviyorum seni…
son söz
/başka coğrafyalarda kan/
kapatın televizyonu şahit olmasın gözlerim
sussun gazeteler duymasın ruhum
kör ve sağır değilsem nasıl dururum
aynı karenin isyan kışkırtan resmi
/bebek ve kan /
ölüveriyor insanlar sabah haberlerinde
/kahvaltı kadar sıradan/
yükselirken ruhları semaya
hiçliğimi yüzüme çarpa çarpa
bir şizofren gibi kendine kıvrılıyor insanlığım
ya kör olmalısın ya sağır
ya da sesinin çıktığı kadar bağır
kahrolsun İsrail…