Bugün yine televizyondan beslenmeye baþladým,
Kanallardan birinde arþivlerimizden söz ediliyordu,
Orada aranan belgeleri bulmak mümkün deðilmiþ,
Hepsi kaldýrýlmýþ, belki de baþka yerde arþivlenmiþ…
Türkiye’nin ‘Tehcir’ den korkmasýna gerek yokmuþ,
O konuda belgelerin nerede olduðunu anlayamadým,
Arþivlerden korkarým, bana kalsa arasam da bulamam,
Toza alerjim var, arþivlere sizler bakýn, ben anlamam…
Osmanlýdan kalan devlet arþivleri nerelerde acaba?
Neler yaþandý son zamanlarda, kaydý yok mu ellerde?
Hikayelerle konuþuyoruz, uzantýlarý hala yaþanýyor,
Maceracý terakkicilerin hakkýnda büyükler anlatýyor…
Dört kiþiyle baþlamýþ bu Ýttihak ve terakkinin macerasý,
Kimi beþe çýkarýyor, hatta altýya, oysa aslý sadece dört,
Onlarýn ortaya çýkma nedeni de istibdada karþý olmak,
Meþvereti hakim kýlmak, tek koldan yönetimi yýkmak…
Bu daha uzar gider, söylenecek çok söz var tarihimizde,
Bir yerden kesmek lazým, geriye kalan da baþka bahara,
Bahar gelince çiçekler açar, duygularýmýz hareketlenir,
Bende kalanlarýn coþmasýný da o zamana saklayayým…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.