dýþarýsý buz kesmiþ insan siluetleriyle doluydu kaldýrýmlar ýslaða doymuþ yol kenarlarýnda su birikintileri oluþmuþtu mazgallar çoktan dolup taþmýþtý kýrýk renkli seslerle…
içimi geceden kalan koca bir boþluk dolduruyor sebepsiz düþünceler aklýmýn keskin kývrýmlarýný zorluyor dudaklarým kendine kelime oyunlarý kuruyor sonra duruyor(d)um nokta denilen yerlerde…
gece içtim gece sabaha inmesin istedim intihar dolu kitaplara göz gezdirdim…
sokaða çýktým gece ayazýnda düþündüm düþ’ündüm düþ’ümdün düþtüm…
düþlerim gerçeðe döndüðünde farkýna vardým sabahý zor ettim…
biliyorum senin yüreðine de yaðmurlar yaðýyor senin þehrinin sokaklarý da ýslak ve kýrýk renkli birikintilerle dolu acý’yanýn bini bin para…
biliyorum þimdi sen de zaman diyorsun kendi kendine hiçbir zaman gelmeyecek zamaný diliyorsun nefes alýyorsun, nefes veriyorsun kendinden küçük parçalarý saða sola çalýyorsun…
içim soðuk þimdilerde yalanlarla kurulu bir þehir üstüne yaþamýþým düþüncelerimde doðurup büyütmeye çalýþtýðým çocuk ölmüþ
hep diyordum beni sevvvvvvvvvvvv þimdi ölmek zamanýdýr sevgili sen yine de beni sevvvvvvvvvvvv...