öz söze eþitlensin
özden gelsin söz
sözde kalmasýn hiçbir kelime
kalbin dili olsun ses
kalbe deðmeyen dile deðmesin
kalbin safýndan öne adým atmasýn
hiçbir kelam.
birde
‘siz ey iman edenler
neden yapmadýðýnýzý söylersiniz…’
uyarýsýný.
birde
‘siz ey iman edenler,
neden kalbinizden geçmeyeni
dilinizden geçirirsiniz…’
ikazýný
iyi anlamalý
o zaman
dille seslendirilen
kalbin sessizliðinde demlenmiþ olsun
gönlün deðirmeninde öðütülmeyen
öðüt diye dile düþmesin
bedeli ödenmeyen söz
iddia diye ortaya atýlmasýn
susamýþ,
hem de dudaklarý çatlayasýya susamýþ
birini düþünelim
onun su diye baðýrýþý kalpten gelir
hasretin sesidir o avaz
bedeli ödenmiþtir
su diye fýsýldamaz susayan
suyu çaðýrýr
suya doðru haykýrýr
suya doðru akar
ifadesi kýrýk da olsa
makbuldür bu hece
susayanýn ihtiyacýdýr,iþtiyakýdýr
aþkýdýr su
su var …
su var…
bu tek hecede
bir ömürlük bir reverans saklýdýr
tek nefeslik seste
devasa bir varoluþ sancýsý kývranýr
kiþi sevdiðiyle beraberdir cümlesi
sadece Allah’la sözleþti diye elçi
ne kadar sevse de
eli yetiþmiyor
çare olamýyor
suyu eriþtiremiyor dudaklarýna
sevenlerinin de onun susuzluðuna
su yetiþtiremediklerini görüyor
sadece Allah’a verdiði söz geçerli
O’na gösterebildiði bir sýrla ayaða kalkýyor
kalýbýyla deðil
kalbiyle var olmayý öðreniyor
sevdiklerini ona sevdirenin
Allah olduðunu öðreniyor
mutat sevme akitleri sona eriyor
sadece Allah’ý seviyor
O’nu sevmenin bedelini
sevdiklerinin ve sevenlerinin çaresizliðiyle ödüyor
sevdiklerinden vazgeçerek ispat ediyor
sahihleþiyor sevmeler
Allah’ým Seni seviyorum demeleri
dilinden kalbine doðru iniyor
kimselere gösteremediði
göstermek de istemediði bir sözleþme bu
sessiz bir sýrdaþlýk
elçiyi göklerin üzerine çýkaran
onurlu bir ittifak
yeryüzünün tüm parçalanmýþlýðýný onaran
haysiyetli bir senetleþme
çileli bir akit
bir o kadar da izzetli…
baþkalarýndan koptuðu her defasýnda
O’nu yanýnda buluyor
alýþýk olduðu beraberlikleri bozduðu her anýnda,
O’nun yanýnda olduðunu görüyor
gözün görmesiyle deðil,
gönlün görmesiyle görüyor
bu ince gerçeði
çilesi çekilen,
bedeli ödenen bir beraberlik bu
baþka herkesten uzaklaþýp
O’na yaklaþýyor elçi
baþka herkes çekiliyor etrafýndan
sahiden, Allah sevdiðiyle berabermiþ
bu defa elçi
O’na kanýyor
O’nunla doyuyor
O’na kalýyor sadece
O’nunla kalýyor yalnýzca
O’nda kalýyor öylece
evvel baharlarýmýza
sarý yapraklarla dökülüyor artýk
kaybettiðimiz renkleri
aramak ve bulmak kalýyor bizlere
arayacaðýz yitiðimizi
yedi kat yerin altýnda da olsa
avluda bir kara çelenk.
taziyeler mihrapta
aðlamalýyýz
bugün hayaller uðurladýk uzaklara
muammalarý çözmek
karanlýklarý aydýnlatmak için
bir mücadele ki nesiller adýna
millet adýna ve medeniyet adýna
yücelere adanmýþ her bir kutsal
kutsal dýþý her düþünce
piramitler boyu her þuursuz debeleniþ
amansýz bir sancý
öyle bir dünya ki
sonsuz çile
bir bedende iki yürek
bir nazenin
bir gökçek
bir güvercinde iki kanat
beyaz ve berrak...
bir þarký ki buselik makamýnda
hicezkar her nefes
cevher ve öz
çelik ve su
ýslak bir süzülüþ tebessüm dolu dudaklardan
kýyamda bir ayet
kaidede bir tahiyyat
bir arkasý yarýn ki selam
küçük büyüðe, geçen durana
süvari piyadeye, piyade oturana, az çoða
veren dil
alan dilden üstündür
kutlu elçiye verilen her bir selam
en kara akþamlarda
bahtýmýza en parlak doðan yýldýzdýr o
yüreklerde þen sahnelerin perdesini
açan da
kapayan da
mutlu ise elbet mutludur gönüller
o mübarek selamla
karlarý toprak eden
yeþili yaprak edende
hem sevgili
hem sultandýr o
caným efendimiz
sevdiðimiz devletlu sultanýmýzdýr o
redfer